Yeter: Gereksinimi karşılayacak ölçüde olan.Yeter artık fazlasına gerek yok.

Yeteri kadar: Gereksinimi karşılayacak, ölçüden fazlası durumunda söylenir. Bazen kapasite, bazen sabır, bazen ikisi birden.

Yeter artık çok içtin.

Yeter artık çektiğim, gibi...

Yeter adı daha çok kız çocuklarına verilse de erkekler için de kullanılır. Genellikle son çocuk olması istenen, çocuklara verilir. “Bir daha çocuk olmasın, bir daha kız çocuk olmasın” diye verilir.

Yeterle ilgili en güzel cümle:

“YETER SÖZ MİLLETİNDİR” cümlesidir.

Screen Shot 2025 07 08 At 12.02.08

1950'de siyasi propaganda serbest bırakılınca, Demokrat Parti radyodan yararlandı, afişler bastırdı. Afişi Mimar Selçuk Milar hazırladı. Bu afiş çok etkili olmuş, Demokrat Parti'nin seçimi kazanmasında yararlı olmuştur. Selçuk Milar, yıkılan Denizli Erkek Sanat Okulu'nun mimari projesini de yapmıştır.

Geçtiğimiz seçimlerde, birçok parti bu sloganı kullanmıştı. Sizce bu slogan hangisine yakışır?

Sosyal medyada gezinirken güzel bir fotoğraf ilgimi çekti. Onu sizinle paylaşmayı istedim. Aklıma arkadaşım Sevgili Özkan Mert'in şiiri geldi. Biraz uzun olmasına rağmen paylaşmak istedim;

Dirern2

DİREN EY KALBİM

Diren! Ey kalbim

Diren! Hayasızlığa

Namussuzluğa

Diren! Kötüye

Çirkine, yanlışa

Diren! Yenilme

Ne güzeldir yaşamak

Bir ırmak gibi coşkunca

Dağların üzerinde yürümek

Bulutlara değdirmek başımızı

Sıcacık ak bir somun

Koltuğumuzun altında

Kırlara çıkmak

Karışmak insanların arasına

Milyonların arasına.

Ben öylesine severim

Savaşmayı ve sevişmeyi

Anlatmayı insanlara

Durmadan, bıkmadan anlatmayı.

Çiçekler nasıl fışkırır dallarda

Balıklar nasıl yavrular

Bir çocuk ki nasıl açar

Gözlerini dünyaya

İşte ben öyle yaşamak isterim

Bir tren rayların üzerinden

Nasıl kayar gider

Öyle yaşamak isterim.

Cesurum Ey hayat

Cesurum Ey namussuzlar

Genç bir yürekle

Karşı çıkıyorum dünyaya

Eskimiş potinlerim benim

Güveniyorum sizlere.

Büyük bir coşkuyla

Yürüyorum sokaklarda

Yumruklarım sıkılı

Türkü söylüyorum haykırarak

Haykırarak yaşıyorum.

Diren! Ey kalbim

Diren! Yenilme

Sen benim silahımsın

Aşkımsın.

Yollarda yaprak döküntüleri

Çocuk ölüleri

Ve göğsümüzde

Bir kefen olarak taşıdığımız

Bahar.

Kuşlar uçardı

Tarhana kokularının

Göğe yayıldığı

Küçücük evlerin üzerinden

İnsanlar ağlardı durmadan

Sokaklar kıpkırmızı olurdu

Kahır ve acıdan.

Ve insanın

Etine sokulmuş

Bir bıçaktır

Artık

Yaşamak

Yaşamak.

Diren! Ey kalbim

Diren! Yenilme

Sen benim silahımsın

Aşkımsın

Güzel bir dünya için yavrum

Sıcacık ak bir somun için

Tertemiz sevdalarımız için

Direnmeliyiz!

Direnmeliyiz!

Cesurum Ey hayat

Cesurum Ey namussuzlar

Dağ gibi bir sevda bitti

Birer çocuk mezarı artık

Toprak damlı küçücük evler

Ve bir dal kadar

İncecik bedenleri

Bombalanıyor genç insanların

Dünyanın her yerinde.

Benim tek sevdam devrim

Kaynar bir su gibisin içimde

Çiçeklenmiş taptaze bir fidansın

Yaşanmamış güzel günlerimsin.

Diren! Ey kalbim

Diren! Yenilme

Sen benim silahımsın

Aşkımsın

Özkan MERT

07Ade8A3 2026 4134 Ae56 3De06D28E564

"Geceleyin yıldızlarla flört eden gülleri ben yetiştirdim,

Çünkü ben savaşçı değil, gül yetiştricisiyim",“Benim şiirden başka kimsem yoktur” diyen şair.

Denizli Şiir Butik Otel'de Dünya Şiir Günü kutlaması yapılmıştı. Şiirleri müzik eşliğinde Özkan Mert eşi Havva Hanım ve Süleyman Boz okumuştu. Ben yönlendiricilik yapmıştım. Özkan Mert'in annesi Denizli Sarayköylü'dür. 12 Eylül öncesinde, Almanya'ya daha sonra İsveç'e gitmiştir. Stockholm'de yaşamaktadır.

"Senin tenin,

Benim gezegenim" diyen şair,

"Bütün kızlara pasta verin" der bir şiirinde. Denizli'den selamlar, sevgiler Özkan Mert'e. Özkan Mert şiirlerini okuyun, beğeneceksiniz.

Köy Enstitülü yazar, Cumhuriyet Ana lakaplı Huriye Saraç'ı öte dünyaya uğurlamışız. Muhammet Karaçay ve Fevzi Keyik, "Salihli'ye gideceğiz, orada çekim yapacağız, gelir misin?" deyince memnuniyetle kabul ettim. Muhammet Bey, Fevzi Bey, Bedriye Hanım, Salihli yoluna düştük. Eve ulaştık. Huriye Hanım, bizi öyle güzel karşıladı ki anlatamam. Bir anne sıcaklığıyla sarılmasını unutamam. Muhammet Bey, çekimini özenle yaptı. Çok güzel bir söyleşi oldu. “Atatürk'ün devrimci kızı” dedim içimden. Kitaplarını imzalayarak uğurladı bizi.

Koy-2

1930'lu yıllarda Emirdağ'ın Aslan Köyü'nde doğmuş. Beş kardeşten biri. Annesinin ölümünden sonra üvey anne zulmüne uğramışlar. Babası Ahmet Hayri Saraç, 1930 yılında Edirne'de askerken, Atatürk'le karşılaştığında, Atatürk'ün: "Eğer bir kızın olursa onu okutur musun?" isteğine olumlu cevapla söz vermiş. Huriye Saraç Çifteler Köy Enstitüsü’nde eğitim gördü. Mezun olduktan sonra köyünün ilk kadın öğretmeni oldu. Huriye Saraç kendi yaşamını, yaşadığı sıkıntıları anlatmış dört ciltten oluşan kitaplarında.

Karaçay

Kayayı Delen Tohum, Sevgiyle Işır Yaşamak, Adanmış Aydınlık, Yurt Dışında kitapları, hem yaşamına hem çağına tanıklık eder.

Çalıkuşu'nun Feride öğretmeni ile öğretmen Benisa, Anadolu'yu, gerçeklerini, insanlarını anlatır. Bana göre, Reşat Nuri'nin Çalıkuşu eseri de Huriye Saraç'ın eseri de birer baş yapıttır.

Ruhu şad olsun Reşat Nuri'nin ve değerli Cumhuriyet Ana'nın.

Işığını öteye de götürdüğüne inanıyorum.

Bugün bu kadar yeter sanırım. Hoşça kalın, dostça kalın.