Şehirlerin cadde ve sokaklarında gezerken, kaldırımların yarısının barikatlarla kapatıldığını görüyoruz. Burada bir inşaatın başladığını anlıyoruz.
Geçtiğimiz günlerde, Atatürk Ortaokulu WhatsApp sayfasında bir bildirime rastladım. Birlikte yıllarca Türkçe öğretmenliği yaptığımız, Remzi Aykal'ın kitabı vardı. Zahura Atiye. Sayfaya iyi dileklerimi...
Sinema ile tanışmam ilkokul yıllarımda oldu. Nazilli Sümer İlkokulu'nda bizi Sümerbank'ın salonuna götürürlerdi zaman zaman. Orada seyrettim ilk filmleri.
İmece genellikle kırsal yerleşim yerlerinde birçok kişinin toplanıp el birliği ile bir kişinin tarlasını sürmek, ekinini biçmek, harmanını kaldırmak, mısırını, fındığını toplamak gibi bir işini görmes...
Bugünlerde, saye, sayende, sayesinde sözcüklerine takılıp kaldım. Türkçe sözlüklerde değişik anlamlar var.
İnsanların umutla yaşadığını biliyoruz ama fazlası zarar değil mi? Caddelerde kazı kazan oynayanları gördükçe bunu daha iyi anlıyorum. En son gördüğüm sahne ise anlaşılır gibi değildi:
İzmir'e her gidişimde, Denizli ve Nazilli'den arkadaşlarımla buluşurum. Bu kez sevgili Şerif Kutludağ, Devlet Demiryolları Lokali’nde bir araya gelmeyi önerdi. Fahrettin Koyuncu ve Aygün Eroğlu’nun da...
Aklı başında bir çocuk olsam, “Büyüyünce ne olmak istersin?” deseler, “Millî Eğitim Bakanı olmak isterim” derdim.
Bu bağlantı sizi https://www.denizligunes.com dışındaki bir siteye yönlendiriyor.