Çoktandır boş olan karşı eve yeni kiracılar taşınmış. Birkaç gün sonra çamaşırlar serilmiş karşıya.

Kadın, kocasına:

“Ne kadar pasaklı şu karşı komşu kadın. Yıkadığı çamaşırlar hala kirli görünüyor.”

Bu konuşma birkaç hafta devam etmiş.

Sonunda dayanamamış adam:

“Karıcığım karşıdaki kadının çamaşırları bembeyaz. Sen kendi camlarının kirinden öyle görüyorsun” diye patlamış.

Aylardır kendi camlarının ya da gözlüklerinin kirine bakmadan, karşıdakileri kirli göstermeye çalışıyorlar.

Kendi gözündeki merteği görmez, elin gözündeki çöpü görür, demiş eskiler. Kendisinde bulunan büyük kusurları yok sayıp, başkasında gördüğü küçücük kusuru kınayanlar için söylenir.

Mertek: Yapıda kullanılan dört köşe ya da yuvarlak, uzun ve kalınca ağaç. Hanımlar balkonda asılı çamaşırların beyazlığından söz ediyorlardı, kıskanç komşu kadın fıkrasını anlattım. Çok güldüler. Üstüne alınmasın kimse. Bazen çamaşırlar o kadar kirli oluyor ki deterjanlar temizleyemiyor.

****

"Sabah yürüyüş rotamda yıllar içinde (son 7-8 senede) ‘Ah şu köşedeki incir ve süsenler tam tablo olur’ dedim. Greyderlerle düz edildi. 'O doğal nergisler ve sümbüllerle dolu çayır çimen' dedim yandaki inşaatın istif sahası oldu. ‘Şu köşede endemikler var’ dedim üzerine eski kanepe kazıklanmış buldum. Bu durum sadece buraya has değil tabi. İnsan geçen her yer tarumar oluyor."

Bu alıntı Oksijen Gazetesi’nden Fem Güçlü Türk'ün Sanatın Doğayı Korumaya Katkısı, başlıklı yazısından.

Denizli'nin meydanlarını düşünün. Kaç kez değiştiler. Her gelen kafasına göre değiştirdi. İncilipınar'da çocukken kardeşimle çekilmiş bir fotoğrafımız var. Siyah beyaz bir fotoğraf Biz su kanalının kıyısındayız, fotoğraf karşıdan çekilmiş. Nerede o kanal şimdi? Yok. Çınar Meydanı'nı düşünün. İrili ufaklı havuzlar, fıskiyeler vardı. Şimdi yok.

Ressam Yaşar Çallı, dikkatleri oraya yöneltmek için, aldı boyasını, fırçasını Hüdai Oral Evi'nin resmini yaptı. ‘Korunsun, bir şeyler yapılsın’ diye. Yandı bitti, kül oldu.

Lise Caddesi'ndeki evler yıkılırken, bahçelerindeki havuzlara, imrenerek bakmıştım. Bahçeli evler gitti, beton yığınları kaldı. Evlerin bahçesinde tertemiz arıklardan tertemiz sular akardı.

Demek ki insan geçen her yer tarumar oluyor.

B2A283F5 E61B 4733 8C0A D4B4061F1Cd9

Neyse ki Selimiye Camisi restorasyondan kurtulmuş. Restorasyon iyi bir şey aslında ama güzelliği yok edip, çirkine dönüştürmek cahilliği oluşmuşsa iş değişiyor.

916D60Fa 17F2 4889 A04D 242B187C4C71

Restorasyon dedim ya; Denizli'de de acil restore edilmesi gereken bir saray olduğunu biliyor musunuz? Denizli'de Ümit Şıracı'nın cümlesiyle "yok olmak üzere olan bir değer." Denizli Çal Ortaköy Saray Evi. Sait Mehmet Ağa Sarayı.

Screen Shot 2025 10 01 At 09.51.35

Ümit Şıracı, 28 Eylül 2023 tarihinde Facebook'ta paylaşmış beni de etiketlemiş. Ben de etiketi kabul etmişim, yayınlamışım. Bölgede bulunan Osmanlı Ayan Beyleri'ne ait olan bu yapı son anlarını yaşıyor. Bilgisine başvurduğum İl Kültür Müdürü Hüdaverdi Otaklı Bey, yapının 05.11.1997 tarihli yazı ile tescil edilip korumaya alındığını bildirdi.

B3Eff820 4Bc8 4040 Ac0E 31866A4Cf94D

O zamandan bu yana bina daha çok hasar görmüş. Vitrayları çalınmış, yanındaki binalar yıkılmış. Aile ile görüşmeler yapılıp restore edilmeli bu eski saray. Burada en başta ‘Saraylılar’ diye anılan aileye, Kültür Bakanlığı'na, Büyükşehir Belediyesine ve en çok da Çal Belediye'sine görev düşüyor. Bu kültür hazinesi restore edilip müzeye dönüştürülmeli.

****

LİSAN

Güzel dil Türkçe bize

Başka dil gece bize.

İstanbul konuşması

En saf en ince bize.

Ziya Gökalp

26 Eylül Dil Bayramı olarak kutlanır. Atatürk'ün himayesinde düzenlenen Birinci Türk Dil Kurultayı'nın açılış günüdür. 13 Mayıs'ta da Dil Bayramı kutlanır. 1277 yılında Karamanoğlu Mehmet Bey'in: Bundan sonra Divan’da, Dergah’da Bargah’da ve Meclis’de Türkçeden başka dil kullanılmayacaktır. Fermanının ilan edildiği gündür. Atatürk'ün kurduğu Türk Dil Kurumu ve Türk Tarih Kurumu, yıllarca Türk diline ve Türk tarihine ışık olmuş ve güzellikler yaratmıştır. 12 Eylül faşizmi bu iki kurumu birleştirmiş, özünden ayırmış. Bunun üzerine aydınlarımız, Dil Derneği'ni kurmuş ve onun çevresinde Türkçe’nin özleşmesi ve gelişmesi için odaklanmıştır.

Screen Shot 2025 10 01 At 09.51.42

Bu yılki Dil Bayramı, Yaşar Kemal'e adandı. Onur Ödülleri Ayşe Baban Gökçeli, Dilek İmamoğlu, Arzu Çerkezoğlu, Kadem Özbay ve Çiğdem Ülker'e verildi. Ödülleri CHP Genel Başkanı Özgür Özel verdi. Dil Derneği Başkanı Sevgi Özel, Denizli'nin yabancısı değil. Geçtiğimiz yıllarda, Dünya Öykü Günü'nde Şiir Otel'de konuğumuz olmuştu.

Screen Shot 2025 10 01 At 09.51.46

Denizlililer'in yakından tanıdığı Eğitim İş Genel Başkanı Kadem Özbay'ı yürekten kutluyorum. Dil Derneği ile bu ödül törenine ortak olan Çankaya Belediyesi'ni de katkılarından dolayı övgüye değer buluyorum.

Zeynep Oral'ın, Cumhuriyet Gazetesi'nde 28 Eylülde yayınlanan "Yaşar Kemal'e Adanan Bayram" yazısından alıntı yapmak istiyorum.

"Kıpır kıpır bir dinleyici kitlesi vardı. ruh halinizi en iyi açıklayan, bence Yaşar Kemal'in eşi Ayşe Baban Gökçeli'nin ödül kabul konuşması oldu. Yaşar Kemal'den alıntılarla konuşmasını onun sözleri ile bitirdi. 'Yaşam umutsuzluktan umut üretmektir. İnsan umutsuzluktan umut üreterek bugünlere gelmiştir.' diyerek mücadele ruhumuzu ve umudumuzu tazeledi.

Zülfü Livaneli diyor ki : Umutsuz olanın atı koşmaz. O at bile hisseder sizin umutsuz olduğunuzu pasif bir umut değil, aktif bir umut. Ben bekleyeyim nasılsa düzelir değil, düzelmesi için kavgaya karışmak lazım.

Umut yeşertmek gerek."

Hoşça kalın, dostça kalın umutsuz kalmayın.