Gazze, İsrail'in batısında Akdeniz'in kıyısında Filistinli Müslümanların vatanıydı ve çok yoğun baskıya rağmen ülkelerini savunuyorlardı.
Ne olduysa 7 Ekim 2023 tarihinde Gazze'deki Hamas militanlarının İsrail'e yaptığı saldırılardan sonra oldu:
İsrail, sanki bu anlamsız ve gereksiz hareketi bekliyormuş gibi yoğun hava saldırılarının ardından kara harekatına başladı.
Aslında İsrail, yirmi yıldan beri Gazze'de kara harekatı yapmak istiyor ancak bölgeyi işgal etmeyi başaramıyordu.
Başarısızlığın sebebi; işgal girişiminin mecburen sokak çatışmasına dönüşmesi ve bu durumda kara ordusunun sokak aralarında ilerlemesinin mükün olmayışına bağlıydı.
İsrail Ekim 2023'te başlayan saldırılarında; önce yerleşim birimini uyarıyor, sağa sola bomba atarak vatandaşları korkutuyor ve sonrasında boşaltıldığına bakmadan evlere sofralara bomba yağdırıyordu.
Yerle bir olan şehirlerde hastahaneler dahi yıkılıp insanlar katlediliyordu.
Bu güne kadar devam eden savaşta, Gazze'de yaşayanların büyük çoğunluğu, güneyde Refah gibi küçük bir alana hapsedildiler ve ülkenin geri kalan kısmı işgal edildi.
Fanatik bir katliamcının gözüyle bakıldığında yıllardır başaramadıkları işgal harekatı büyük oranda başarılmış, geriye son darbeyi vurmak kalmıştı.
Bütün dünya, hiçbir insani değerin kalıplarına sığmayacak bu katliam konseptini izledi, tarihin en vicdansız soykırımına seyirci kaldılar.
Katliam konseptinde son bir aşama kalmıştı: Refah'ta sokışmış olan kadın ve çocukların ağırlıkta olduğu milyonlarca insanın havadan bombalanıp yok edilmesi.
Trump'ın dengesiz dış politikasından cesaret alan Netanyahu, ateşkes anlaşmalarını bir kez daha görmezden gelerek son kara saldırısını başlatma kararı aldı.
"Gideon'un Savaş Arabaları" adını verdikleri bu operasyonla Gazze'deki katliamı zirveye çıkarma planının ilk adımlarını attılar.
Bu sefer Avrupa ülkelerinden ve Kanada'dan ses yükseldi.
İngiltere, Fransa ve Kanada, İsrail'in Gazze'deki askeri operasyonlarını "ağır şekilde" genişletmeye devam etmesi durumunda "somut adımlar" atacakları uyarısında bulundu.
Ardından İngiltere, İsrail'le yeni ticaret anlaşması müzakerelerini askıya aldığını duyurdu.
Aynı gün Avrupa Birliği, İsrail ile Ortaklık Anlaşması'nın gözden geçirileceğini açıkladı.
Fransa'nın Filistin'i tanıması gündemde.
İngiltere de benzeri sertlikte tepki vereceğini açıkladı.
Trump bile sabrının tükendiğini dile getirdi.
Anlaşılacağı gibi Gazze'de, insani değerler hiçe sayılarak bir deney yapılıyor:
Sokak çatışmalarına hazırlanan bir halkın gücü ne kadar zayıf olursa olsun onları yenmek imkansız.
Onları sadece soykırım ve katliamla yenebilirler.
İki yıldır Gazze'de yaşananların geldiği nokta, katliamların Batılı liderleri bile rahatsız edecek boyuta ulaşmasıdır.
Eğer Refah'a sürülen Filistinliler'in başka bir ülkeye sürülmesi mümkün olsaydı, Netanyahu'nun saldırı usulü literatüre geçecekti.
Bu konsept: Belli bir uyarı yapıldıktan sonra hastaneler dahil bütün binaların yıkılmasını kapsıyor.
Bu saldırı türü, Atom Bombası atmaktan farksızdır. Kabul edilemez.
Yazdıklarımın oldukça rahatsız edici olduğunu biliyorum.
Okurlarım kusura bakmasınlar, biri bu gerçekleri yazmalıdır.
Şu anda Gazze'de, fareler üzerinde bile yapılamayacak bir deney yapılıyor.
Bu duruma karşı çıkarılan seslerin tamamı gecikmeli ve yetersizdir.