Özbekistan gezimizde Buhara'da çok güzel zamanlar geçirdik. Buharalı Nasrettin Efendi ile bile tanıştık. Kültürler o kadar iç içe geçmiş ki bizim Nasrettin Hoca ve fıkraları orada da var. Ancak eşeği değil katırı var.
Buhara'dan sonra Harezm bölgesine gideceğiz. O bölgenin en önemli ili Urgenç. Urgenç'e varmak için 450 km yol katetmemiz gerekiyor. Ve yolun 300 km kısmı çölden geçiyor. Kızılkum Çölü bize kuraklığın ne demek olduğunu gösterdi.
Kızılkum Kazakistan ve Özbekistan arasında bulunan bir çöl. Yaklaşık olarak 300 bin km² yüz ölçümüyle dünyanın en büyük çölleri arasında yer alır.
Orta Asya'nın iki büyük nehri (Seyhun ve Ceyhun) arasında yer alan Kızılkum Çölü, Aral Gölü'nün de güneyindedir. Kış ve ilkbahar mevsimlerinde olmak üzere yıllık olarak 100-200 mm arası yağış almaktadır. Nehir isimleri Anadolu'daki Seyhan ve Ceyhan ile aynı olmasını da hatırlatayım. Yerleşim yeri adları Anadolu ile aynı. Anadolu'ya gelen Türkler aynı isimleri kullanmış.
Yolda mola noktaları var. Çadırlar ile çöl yaşamı canlandırılmış. Deve kervanlarının heykelleri yapılmış. Harezm adı bizde Horzum adıyla biliniyor. Ülkemizde de çok kullanılan bir yerleşim adı Horzum.
Urgenç'te bizi bir Özbek lokantasına götürdüler. Tatlılar, pastalar, yemekler, kebaplar Anadolu ile hep aynı idi. Harezm bölgesi Oğuz Türkleri'nin olduğu bir bölge. Anadolu Türkleri de büyük çoğunlukta Oğuz. "Horasan'dan geldik, Türkistan'dan geldik" diyenler işte bu topraklardan Anadolu'ya gelmişler. 4 bin km yolu yürümüşler ve bugün o yürüyerek gelenler "Yörük" adını almışlar.
Kızılkum Çölü bize Anadolu'nun kıymetini bilmemiz gerektiğini, yeşilin, suyun ne kadar önemli olduğunu hatırlattı. Bugün yazarak sizlerle paylaştığım yolculuk 'Ata Topraklarına Yolculuk' adli belgesel gezi programımın da 11. bölümünü oluşturuyor. Youtube kanalımdan izleyebilirsiniz. Denizli yollarından çıkıp 4 bin km öteye gittik ama kentimizin, insanımızın geldiği toprakları, derin kökleri bulduk. Yollarda olmaya devam edeceğiz.
