Geçtiğimiz günlerde İzmir'deydim, aslında bir haftalığına gitmiştik. Bütün hesaplarım 28 Kasım'da Denizli'de olmaktı. Kitap Fuarı'nın açılışı 28 Kasım'da yapılacaktı. Yakınlarım ısrarla, "Biz Denizli'ye geleceğiz sizi de götürürüz pazar günü" dediler ama 28 Kasım'da döndüm. Açılışı kaçırdım. 29 Kasım'da şakır şakır yağan yağmura rağmen -ki çok ihtiyacımız vardı bu yağmurlara- yollara düştüm. Fuar alanına gelince kendimi çok mutlu hissettim. Havaya rağmen her yaştan insanı orada görmek harikaydı. Salonda Büyükşehir Belediyesi Kültür Sanat Daire Başkanı Mehmet Selçuk ve Avukat Zafer Gönenç'i gördüm önce. Güzel sohbetlerine katıldım. fuarların en güzel yanı da bu olmalı birçok arkadaşı görebiliyorsun.

Fuarın açılışını yapan Büyükşehir Belediye Başkanı Bülent Nuri Çavuşoğlu'nun verdiği mesajları, belediyenin haberlerinden okudum. "Kültür unutulursa, geleceğe bırakacak hiçbir şeyimiz kalmaz." Çok güzel bir mesaj. "Kitabın güzelliğini paylaşmak üzere, bu yolculuğa bizimle çıkan sizleri, saygı ve sevgiyle selamlıyorum. En zor zamanlarda bile umudunu kaybetmeyen insanların yaşadığı bu topraklarda, geleceğe umut bırakmak en büyük görevimizdir. Bugün kitap fuarımızın açılışıyla, düşünen, sorgulayan, araştıran insanların şehri olma yolunda, önemli bir adımı daha atıyoruz" düşünen, sorgulayan, araştıran insanlar, ulaşılacak en üst seviye. Dileyelim ulaşırız.

4-17

Mehmet Selçuk'a, "Beni onur konuğu Tuna Kiremitçi ile tanıştırır mısın?" dedim. Biraz bekledikten sonra, hem kitabımı imzalattım hem kısa bir sohbet ettim. Mehmet, Tuna Bey ve ben güzel bir fotoğrafla geleceğe bıraktık bu anıyı. Hem şair, hem romancı, hem müzisyen, hem sinemacı Tuna Kiremitçi. Tuna Kiremitçi Galatasaray Lisesi'ni bitirmiş. Mimar Sinan Üniversitesi, Sinema Televizyon Bölümü'nden mezun olmuş. İlk şiirleri Varlık Dergisi'nde yayınlanmış. Aya Bakanlar şiir kitabıyla Yaşar Nabi Nayır şiir ödülünü kazanmış. "Git Kendini Çok Sevdirmeden" romanı edebiyatta olay yarattı. İkinci romanı "Bu işte Bir yalnızlık Var" çok ses getirdi. "Yolda Üç Kişi, Dualar Kalıcıdır, Küçüğe Bir Dondurma" ve daha birçok romanı var. Başyapıt adlı kısa filmi, İzmir Kısa Film Festivali'nde en iyi konulu film ödülünü aldı.

Kendi şiirlerinden ve Ataol Behramoğlu şiirlerinden yaptığı besteler ve albümleri ses getirdi.

Kendisini anlatırken, hep fark yaratmaya çalıştığını, yenilik yaratmaya çalıştığını söyledi. Bu arada Pamukkale Üniversitesi Öğretim Görevlisi Necmi Özdemir'le karşılaşmak hiç şaşırtmadı beni. Kültür ve sanat neredeyse, Necmi Bey oradadır.

1-65

Tuna Kiremitçi neden onur konuğu oldu diyenlere cevap olsun bu kısacık biyografi. Hatta zaman ayırıp okusunlar kitaplarını, dinlesinler şarkılarını.

Buraya Tuna Kiremitçi'den iki şiir alalım:

UNUTULANLAR

Bir yolculuğa çıkarken

bir türlü bırakmaz insanı

"Ya bir şey unuttuysam” kuşkusu.

Bilet, pasaport ya da anahtar,

yol boyu okunacak kitaplar,

kulaklık, gözlük ve ilaç,

o telaşla belki de hiç

işe yaramayacak bir eşyanın

bavula konması ya da.

...

Tuna Kiremitçi

KAPTAN

Kaptan, senin deniz dediğine

Biz burada yalnızlık deriz,

Senin güverte dediğine

Biz aşk ihtimali,

Yelken dediğine gökyüzü.

...

Tuna Kiremitçi

5-14

O bir Güneyli, O bir eğitimci, O bir milletvekili, O bir sendikacı ve O bir yazar. Bildiniz tabi. Mustafa Gazalcı'dan söz ediyorum elbette. Yanına gittiğimde Mimar Süleyman Boz'la fotoğraf çekiliyorlarmış. Sohbetlerini dinledim bir süre. Konu tabii ki köy enstitüleri ve köy enstitülü yazarlardı. Mustafa Gazalcı da köy enstitülerini ve eğitimi konu almıştır kitaplarında. Ankara'da kurultayın ilk gününe katıldıktan sonra Denizli'ye geldiğini söyledi. Yeni çalışmanız var mı? diye sorduğumda, önce kitabın adını söyledi: "Yarasaların Güneşe Saldırısı 1969 TÖS Kayseri Olayları"

Madımak gibi bir olaymış. Kayseri Alemdar sinemasında, 800 öğretmene saldırmış gerici yobazlar. Kitabı bekliyorum. "Tıngı" adlı öykü kitabını imzalattım kendisine. Kitap fuarlarında böyle pırıl pırıl, mücadeleci öğretmenlere rastlamak ne kadar güzel diye, düşündüm. insani değerler ne kadar önemli. Kitaba adını veren "Tıngı", çocukluk yıllarında kendisine verilen bir kuzu.

Mustafa Gazalcı kitapları, oldukça aydınlatıcı, okunası kitaplar. Gazalcı beyefendiye sağlık ve mutluluk diliyorum.

Fuarımızın konuklarından söz etmek isterim. Sunay Akın, Pelin Batu, Haluk Çetin, Mustafa Balbay, İrfan Değirmenci, Beyhan Budak, Coşkun Aral, Taliha Uğurluel, Sinan Yağmur, Şükrü Erbaş, Kahraman Tazeoğlu, Işık Işıl, Ahmet Telli.

Denizlili şair ve yazarlarımız da kitaplarını imzalamak için okuyucularını ve dostlarını bekliyorlar. Sunay Akın'dan söz etmek isterim. Sunay Akın hem usta bir şair hem sözcüğün tam anlamıyla araştırmacı, ülkesini ve milletini seven Atatürkçü bir yazar ve konuşmacı. Hiç duymadığımız konuları, belgeleri ile birlikte sunuyor dinleyenlerine ve okurlarına. Denizli'de bu kez göremedim ama yaz başında Aydın Büyükşehir Belediyesi kitap fuarında dinledim kendisini, son kitabı "Koyu Mavi Memleket Kumaşı" kitabını aldım ama çok kalabalık bir imza kuyruğu olduğu için görüşemedim. Yıllar yıllar önce "Çizgi" programına konuk etmiştim. Program sonunda bana teşekkür etmişti. "Birçok televizyon programına katıldım. Şiirlerimi okumamış programcı arkadaşlar, benden çok konuşup kendilerini öne çıkarmışlardı. Siz hem şiirlerimi hem de sorulacak soruları biliyorsunuz" demişti. Buraya en sevdiğim şiirini almak isterim.

DUDAK PAYI

Dudak Payı

Çay bardağında

Bırakılan dudak payı

Kadar bile

Uzak kalamam

Gözlerine

....

Sunay AKIN

2-39

Fuarda görüşmek istediğim şairlerden biri de Ahmet Telli'ydi. Onunla konuşup bir kitabını imzalattım. Şiir otelde yapılan, Uluslararası Dünya Şiir Günü etkinliğinde tanıştığımızı söyledim. Aslında Ankara'ya her gidişimde Yüksel Caddesi'nde karşılaşırdık. Alçak gönüllülüğü ile herkesin sevgisini kazanan bir şairdir. Gazi Eğitim Enstitüsü Türkçe Bölümü mezunudur. 12 Eylül'ün gazabına uğrayanlardandır.

3-24

Ahmet Telli, arkadaşımız, Delikliçınar Dergisi'ni çıkaran, edebiyat öğretmeni, sevgili Özkan Fidan'ın, Gazi Eğitim Enstitüsü'nden sınıf arkadaşıdır. Ben Ahmet Telli söyleşisine yetişemedim. Özkan Bey oradaymış, bana notlar gönderdi. O notları sizinle paylaşmak isterim.

"Söyleşisinde bir soru soruldu Ahmet Telli'ye: 'Şairleri haykırmayan bir millet...' O da: 'Şiirler haykırılmaz, şiirler öğretici değildir, Mehmet Emin Yurdakul orada hamaset yapılsın istiyor. Yok öyle şey, şiirler dingin, sezdirici bir rol oynuyorlar.' Yine Telli'ye göre günümüzde Türkçe şiir, "Zamanın ruhuna bel bağlamadan, belleğin biriktirdiği gelenekselden arınarak, kendine dair bir 'ben' oluşturuyor. Modern şiirin sözlü kültüre de bir borcu kalmamış gibi gözüküyor. Çünkü bu kültürün salınımı popüler dalgaya kapıldığı için sözcükler, anlam aktarımından yorulmuş, aşınmış ve hareket yeteneklerini büyük ölçüde yitirmişlerdir. Modern şiirin sözlü kültüre de bir borcu kalmamış gibi gözüküyor.'

Ahmet Telli'ye göre: 'Şiirin beni özgürleşerek, kendini özne kılmanın serbestliğini yaşamaktadır. Nesneler kendi yeni imgelerini bulmanın rahatlığıyla imgelem dünyamızı da zenginleştirmektedir."

Teşekkürler sevgili Özkan Fidan.

Ben Ahmet Telli'ye, "Gidersen Yıkılır Bu Kent" kitabını imzalattım. Kitaba adını veren şiir herkesin beğenisini kazandı.

GİDERSEN YIKILIR BU KENT

Gidersen yıkılır bu kent, kuşlar da gider

Bir nehir gibi susarım yüzünün deltasında

Yanlış adresteydik, kimsesizdik belki

Sarışın bir şaşkınlık olurdu bütün ışıklar

Biz mi yanlızdık, durmadan yağmur yağardı

Üşür müydük nar çiçekleri ürpeririken

....

Ahmet Telli

Kitap fuarı 7 Aralık 2025 akşamına kadar açık. Büyükşehir Belediyesi ücretsiz otobüsler kaldırıyor belli yerlerden. Okullara da araç desteği veriyor. Görevli arkadaşlar çok iyi çalışıyorlar. Biliyorsunuz, eleştirmek kolay yapmak zordur. Bana göre güzel bir fuar organizasyonu gerçekleşmiş.

Tabi olumsuzluklar da var: Sağa sola kötü sözler sarf eden bir yazar ve ufacık bir çocuğa zorla denebilecek şekilde kitap verip onun parasını alan bir yazar da var. Çocuk, kitabı iade edip parasını isteyince vermemiş. Yetkililer araya girip çocuğun parasını geri almışlar. Kitaplar mücevherdir, kabzımallar gibi bağıra bağıra satılmaz. Şair ve yazarlar kuyumcular gibi davranmalıdır.

Bu güzelliği bize yaşatan Büyükşehir Belediye Başkanı Bülent Nuri Çavuşoğlu'na, Kültür Sanat daire Başkanı Mehmet Selçuk'a, binbir emekle uzun yollar kat ederek gelen yazarlara, şairlere, onları getiren kitabevi yetkililerine, emekçilerine ve salonları dolduran öğrencilere, yetişkinlere binlerce teşekkür ederim.

Hoşça kalın, dostça kalın, kitapsız kalmayın. Umudunuz eksilmesin hiç.