Geçen hafta, Donald Trump'ın 17-19 Eylül 2025 tarihleri arasında gerçekleştirdiği İngiltere ziyareti konusunda yazmıştım.

Özetle, Trump/Netanyahu işbirliğinin İngiliz desteğiyle sonuca gidebileceğini yani yeni bir dünyanın kurulacağını yazmıştım.

Arkasından başlayan BM Genel Kurulu toplantıları Trump'ın İngiltere ziyaretinin yankılarını gölgede bıraktı.

Ben BM Genel Kurulu'nda yaşananlar dahil olmak üzere gündeme gelen önemli gelişmelerin, İngiliz Sarayı'nda yapılan görüşmenin sonucu olduğunu iddia ediyorum.

İngiliz sarayında, bir Cumhuriyetçi ABD Başkanı'yla yapılan görüşme önemli sonuçlar doğurur.

Margaret Theacher- Reagen işbirliği, Doğu Bloku'nun çökertilmesine kadar giden süreci başlatmıştı.

Tony Blair- Oğul Bush işbirliği Irak'ın bölüşülmesi yani Ortadoğu'da yeni bir düzenin gelmesini sağlamıştı.

Kral III Charles'ın Trump'ı ağırlamasının hemen ardından Pakistan-Suudi Arabistan anlaşmasının yapılması tarihi bir olaydır.

Trump'ın oğlunun Dolmabahçe Sarayı'na gelişi de Trump'ın Afganistan'daki askeri havaalanını yeniden istemesi de İngiltere ziyaretiyle bağlantılıdır.

Ağzımdaki baklayı çıkarmam gerekirse: “çanlar İran için çalıyor” diyebilirim.

ABD ve İngiltere, Irak'ta nasıl birlikte savaşıp paylaşım masasına birlikte oturdularsa İran'a yapılacak asimetrik müdahaleyi de birlikte yapıp masaya birlikte oturacaklar.

Gazze konusunda İngilizler iyi polisi oynayacak. Bu nedenle Filistin'i tanıdılar.

Dikkatinizi çekerim: İngilizler Filistin'i tanıdığını açıklarken Hamas'tan iyi bahsetmediler.

Yeni prens(!?) Tarık Şara Colani, İran'ı Suriye'den kovduklarını övünerek anlattı.

İşte olanın bitenin özeti.

Bu hafta tekrar yazıyorum: Yeni bir dünya kurulur, Türkiye’de orada yerini alır!