Her hafta, şehrimizde pek çok sosyal ve kültürel etkinlik düzenleniyor. Bunlardan belki de en önemlisi geçtiğimiz hafta sonu, 9 Mayıs 2025 Cuma akşamı gerçekleşen etkinlikti.

Denizli, manevi ve fikri derinliği yüksek bir etkinliğe ev sahipliği yaptı. Pamukkale Kültür Merkezi Özay Gönlüm Salonu’nda düzenlenen “Gerçeğin Peşinde” başlıklı konferans, Kur’an merkezli yorumlarıyla tanınan Prof. Dr. Mehmet OKUYAN’ı dinleyicilerle buluşturdu.

Etkinliği düzenleyen ve sorumluluğunu üstlenen İdris Ayhan, hem hazırlık sürecindeki titizliği hem de geceye kattığı samimi atmosferle dikkatleri üzerine çekti. Etkinlik, katılımcıların büyük ilgisini çekti ve Denizli, kısa bir aradan sonra ikinci kez Mehmet OKUYAN’la buluşma fırsatını yakaladı.

Konferans, İdris AYHAN’ın açılış konuşmasıyla başladı ve sorularla yön buldu.

Prof. Dr. OKUYAN konuşmasına, genel duruşunu özetleyen şu sözlerle başladı:

“Ben, tavrını ve düşüncesini Kur’an ayetlerinin şekillendirdiği bir kişiyim.”

Okuyan’a göre, gelenek değil, vahiy merkezli bir anlayış esas alınmalıydı. Bu yaklaşımını şöyle açıkladı:

“Ben, referansı Kur’an olmayan hiçbir anlayışın içinde olmam.”

Konferansta, sadaka, zekât ve infak gibi kavramlar ön plana çıktı. Zira, 23 Aralık 2024’te zaman darlığı nedeniyle bu konu ertelenmişti ve bugünün konusu olarak yeniden ele alındı. Prof. OKUYAN bu ibadetlerin yalnızca maddi yardımlar olmadığını, aynı zamanda bir ruhsal arınma süreci oluşturduğunu belirtti:

“Sadaka anlam itibariyle günümüzde itibarı düşürülmüş, basitleştirilmiş, hafife alınmış bir haldedir. Bu ibadet, zekât ve infaktan ayrı tutulmaması gereken bir ibadettir.”

“Zekât ve infaktan amaç, arınmak ve arındırmaktır.”

Zekâtın, sadece maldan belirli bir pay vermek değil, kişinin iç dünyasını da temizleme sorumluluğu taşıdığını vurguladı. İnfakın ise yalnızca malı değil, zamanı ve bilgiyi de kapsayan gönüllü bir çaba olduğunu dile getirdi.

Kur’an’a yaklaşımında, metne anlam kazandıran temel unsurun “anlam iklimi” olduğunu belirtti:

“Kur’an metni Arapça, manası Rab’ça olan bir kelamdır.”

Kelimenin her yerde aynı anlamı taşımadığını, anlamın ayetin bağlamı, muhatabı, tarihsel arka planı ve temel düşünce çerçevesiyle şekillendiğini açıkladı. Bu nedenle, Kur’an’ın bütün yönleriyle ele alınıp değerlendirilmesi gerektiğini vurguladı.

Cennet ve cehennemle ilgili olarak, doğuştan cennetlik ya da cehennemlik olma anlayışının Kur’an’a ters düştüğünü ifade etti.

Hz. Âdem ve Havva’nın “cennetten kovulması” meselesine de Kur’an merkezli bir açıklama getirdi:

“Kur’an’daki cennet ifadesi burada ‘bahçe’ anlamında kullanılmıştır. Cennet, Arapçada bahçe anlamındadır. Yani mesele, onların ebedi cennetten çıkarılması anlamında değil, o an bulundukları bir bahçeden ayrılmalarıdır.”

Konferansın en duygusal anı, Okuyan’ın yıllar önce geçirdiği trafik kazasında eşiyle birlikte ağır yaralandığı ve küçük yaşta oğlunu kaybettiği anılarıydı. Aynı kazada, yıllarca tuttuğu ilmî notlarını da kaybetmişti.

“O defter sadece bir not defteri değildi; ilme adanmış yılların şahidiydi,” diyerek bu kaybın ilimle kurduğu bağ üzerindeki etkisini paylaştı.

Katılımcılardan gelen sorular da gecenin fikri zenginliğini artırdı:

“Kur’an’da başörtüsü var mı?” sorusuna, “Evet, vardır.”

“Kadınlar cuma namazına katılabilir mi?” sorusuna, “Cuma namazı kadın ve erkek herkese farzdır.”

Kandil geceleriyle ilgili bir soruya ise şu cevabı verdi:

“Kur’an’ın referans verdiği tek gece Kadir Gecesi’dir. Bunun dışında kutlanacak özel geceler Kur’an’da yer almaz.”

Konferans boyunca öne çıkan bir başka anlamlı ifade de şuydu:

“Kur’an’ı Allah kelamıyla öğrenmek en anlamlı olanıdır. Bu da Kur’an’ı anlayarak okumakla mümkündür.”

Programın arasında, Kırklareli Merkez Camii Müezzini Hafız Necmettin ÖTEL, sahneye davet edilerek ilahiler seslendirdi. Okunan ilahi ve kasideler, salonda derin bir huzur ve sessizlik yarattı.

Ardından, Pamukkale Üniversitesi öğrencisi görme engelli Feyza Nur KAYA “engelli olmak” üzerine kısa ama etkileyici bie konuşma yaptı. Prof. Dr. OKUYAN’ da bu konuşmanın ardından,

“Asıl engel gözlerde değil, kalplerdedir,” diyerek gecenin manevi derinliğine anlamlı bir katkı sağladı.

“Gerçeğin Peşinde” konferansı, yalnızca bir konuşma değil; inançları sorgulamak, Kur’an’ı yeniden anlamak ve hakikate yaklaşmak isteyenler için derinlikli bir düşünce zemini sundu.

Bu tür çabalar, toplumun manevi gelişimine katkıda bulunmak adına kıymetlidir.

Başta Prof. Mehmet OKUYAN Hocamız olmak üzere,

Böylesi bir etkinliği düzenleyen İdris AYHAN’a ve emeği geçen herkese “gönlünüze bereket” diyorum.

İYİ HAFTALAR!