Atatürk Cumhuriyet Söylev Türkiye Cumhuriyeti Atatürk'ün eseridir. Cumhuriyet, ulusun, egemenliğini kendi elinde tuttuğu ve bunu belirli süreler için seçtiği milletvekilleri aracılığıyla kullandığı devlet biçimidir. Atatürk Cumhuriyeti, Atatürk'ün ilkeleri ile yol almıştır.
ATATÜRK İLKELERİ:
1. Cumhuriyetçilik
2. Milliyetçilik.
3 Halkçılık.
4. Devletçilik.
5. Laiklik
6. Devrimcilik.
Bütün bunlar, birer temel düşünce veya ilkelerdir. Her ilke, birer amacı veya hedefi belirlemektedir. İlkeler arasında son derece hassas bir denge mevcuttur.
Cumhuriyetimiz devrimlerle güçlenmiştir.

SOSYAL DEVRİMLER
1. Saltanatın kaldırılması.
2. Cumhuriyetin ilanı
3. Halifeliğin kaldırılması.
Toplumsal Devrimler
1. Kadınlara erkeklerle eşit haklar verilmesi 1926-1934
2. Şapka ve kıyafet devrimi.
3. Tekke ve zaviyelerin kapatılması 1925
4. Soyadı kanunu.
5. Uluslararası saat takvim ve uzunluk ölçüleri kabulü.
HUKUK DEVRİMİ
1. Mecelle'nin kaldırılması 1924-1937
2. Türk Medeni kanununun ve diğer kanunların çıkarılarak laik hukuk düzenine geçilmesi.
EĞİTİM VE KÜLTÜR ALANINDAKİ DEVRİMLER:
1. Öğretimin birleştirilmesi 3 Mart 1924
2.Yeni Türk Harflerinin Kabulü. 1 Kasım 1928,
3. Türk Tarih ve Dil Kurumları'nın kurulması. 1931-1932
4. Üniversite eğitiminin düzenlenmesi.31 Mayıs 1933
5. Güzel sanatlarda yenilikler.
EKONOMİ ALANINDA DEVRİMLER
1. Aşar vergisinin kaldırılması.
2. Çiftçinin özendirilmesi.
3. Örnek çiftliklerin kurulması.
4. Sanayiyi teşvik kanununun çıkarılarak, sanayi kuruluşlarının kurulması.
5. İlk anayasanın kabulü. 20 Ocak 1921
6. Tarih devrimi 12 Nisan 1931
7. Halkevlerinin açılması 19 Şubat 1932
8. Dil devrimi 12 temmuz 1932
Atatürk devrimleri yapılırken ülkede yeni yollar yapılmış, yabancıların işlettiği demiryolları satın alınmış, dış borçlar ödenmiştir.

10 YIL MARŞI'nı hatırlayalım mı dersiniz?
Çıktık açık alınla on yılda her savaştan;
On yılda on beş milyon genç yarattık her yaştan;
Başta bütün dünyanın saydığı başkumandan,
Demir ağlarla ördük anayurdu dört baştan.
Türk'üz: Cumhuriyet'in göğsümüz tunç siperi;
Türk'e durmak yaraşmaz, Türk önde, Türk ileri!
Bir hızla kötülüğü, geriliği boğarız,
Karanlığın üstüne güneş gibi doğarız.
Türk'üz, bütün başlardan üstün olan başlarız;
Tarihten önce vardık, tarihten sonra varız.
Türk'üz: Cumhuriyet'in göğsümüz tunç siperi;
Türk'e durmak yaraşmaz, Türk önde, Türk ileri!
Çizerek kanımızla öz yurdun haritasını,
Dindirdik memleketin yıllar süren yasını;
Bütünledik her yönden istiklâl kavgasını...
Bütün dünya öğrendi Türklüğü saymasını!
Türk'üz: Cumhuriyet'in göğsümüz tunç siperi;
Türk'e durmak yaraşmaz, Türk önde, Türk ileri!
Örnektir milletlere açtığımız yeni iz;
İmtiyazsız, sınıfsız, kaynaşmış bir kitleyiz:
Uyduk görüşte bilgi, gidişte ülküye biz.
Tersine dönse dünya yolumuzdan dönmeyiz.
Türk'üz: Cumhuriyet'in göğsümüz tunç siperi;
Türk'e durmak yaraşmaz, Türk önde, Türk ileri!
Atatürk'ün kurduğu fabrikaların listesi, bu sayfalara sığmayacak kadar çok.
Bursa Eğitim Enstitüsü'nü bitirdiğimizde bize Atatürk'ün üç ciltlik Nutuk'unu armağan ettiler. O üç cildi okudum. Ayrıca, kitaplığımda Ordinaryus Prof. Dr. Hıfzı Veldet Velidedeoğlu'nun, kısaltarak basıma hazırladığı Söylev var. Söylev'in özelliği, günümüz Türkçesine çevrilmiş olması.

Söylev, Atatürk'ün 19 Mayıs 1919'da Samsun'a çıkışından Söylev'i okuduğu 1927 yılına kadar yaptıklarının ve yaşadıklarının öyküsüdür. Nutuk şöyle başlar:
1335 senesi Mayıs'ın 19. günü Samsun'a çıktım. Vaziyet ve manzara-i umumiye, Osmanlı Devleti'nin dahil bulunduğu grup harb-i umumide mağlup olmuş, Osmanlı ordusu her yerde zedelenmiş, şartları ağır bir mütarekename imzalanmış...
Nutuk Atatürk'ün Gençliğe Hitabesi ile biter.

ATATÜRK’ÜN GENÇLİĞE HİTABESİ
Ey Türk gençliği! Birinci vazifen; Türk istiklalini, Türk cumhuriyetini, ilelebet muhafaza ve müdafaa etmektir.
Mevcudiyetinin ve istikbalinin yegâne temeli budur. Bu temel, senin en kıymetli hazinendir. İstikbalde dahi seni bu hazineden mahrum etmek isteyecek dâhilî ve haricî bedhahların olacaktır. Bir gün, istiklal ve cumhuriyeti müdafaa mecburiyetine düşersen, vazifeye atılmak için içinde bulunacağın vaziyetin imkân ve şeraitini düşünmeyeceksin. Bu imkân ve şerait, çok namüsait bir mahiyette tezahür edebilir. İstiklal ve cumhuriyetine kastedecek düşmanlar, bütün dünyada emsali görülmemiş bir galibiyetin mümessili olabilirler. Cebren ve hile ile aziz vatanın bütün kaleleri zapt edilmiş, bütün tersanelerine girilmiş, bütün orduları dağıtılmış ve memleketin her köşesi bilfiil işgal edilmiş olabilir. Bütün bu şeraitten daha elim ve daha vahim olmak üzere, memleketin dâhilinde iktidara sahip olanlar, gaflet ve dalalet ve hatta hıyanet içinde bulunabilirler. Hatta bu iktidar sahipleri, şahsi menfaatlerini müstevlilerin siyasi emelleriyle tevhit edebilirler. Millet, fakruzaruret içinde harap ve bitap düşmüş olabilir.
Ey Türk istikbalinin evladı! İşte, bu ahval ve şerait içinde dahi vazifen, Türk istiklal ve cumhuriyetini kurtarmaktır. Muhtaç olduğun kudret, damarlarındaki asil kanda mevcuttur.

Atatürk'ün Söylevi ve Gençliğe Hitabesi, onun nasıl bir deha olduğunun, geleceği görebildiğinin tanığıdır. Atatürk'ün Söylev kitabının günümüz Türkçesi ile olanlarını, büyük- küçük tüm yurttaşlar okumalı. Atatürk'ün Söylev'ini anlayarak okuyan önyargısız her birey, onun ilkelerini benimser ve devrimlerini onaylar. Ulusunun çıkarlarını kendi çıkarlarının üstünde görür, iyi ahlaklı yurttaş olur. Bugün yaşanan engellemelerin tersine, Atatürk anlatılmalı, Söylev'i okullarda ders olarak okutulmalıdır.

Özetlersek, Söylev 1919-1927 döneminde, Atatürk'ün kendi kaleminden çıkmış bir özyaşam öyküsüdür. Söylev, Ulusal Kurtuluş Savaşı'nın ve Türk Devrimi aşamalarının üst düzeyde, ilk elden tutulmuş bir güncesi niteliğindedir. Bu nedenle de Söylev, Türkiye'nin en önemli bir döneminin belgelere dayalı siyasal tarihidir. Söylev asker, devlet adamı, üstün konuşmacı ve devrimci, Büyük Önder Gazi Mustafa Kemal Atatürk'ü en iyi anlatan kitaptır. Atatürk'ün istençli, dayançlı, uzak görüşlü, sabırlı ve yürekli kişiliği, bu yapıtın her sayfasından yansımaktadır. Söylev gelecek kuşaklar için bir yol göstericidir.

Cumhuriyet bayramımız kutlu olsun. Daha güzel günlere, daha güzel bayram kutlamalarına kavuşmak dileğiyle, hoşça kalın, dostça kalın, umudunuzu kaybetmeyin.