1. Gün: SEMERKAND

Halkımızın güzel bir sözü vardır: “Yediğiniz içtiğiniz sizin olsun, gezdiğiniz gördüğünüzü paylaşalım.”

Biz de bu anlayışla, Özbekistan ve Kazakistan (Türkistan) seyahatimizde aldığımız notları ve çektiğimiz fotoğrafların bir kısmını sizlerle paylaşmak istedik.

Screen Shot 2025 10 06 At 10.10.01

Gençlik yıllarımızdan itibaren ata yurdumuz bildiğimiz Orta Asya Türk cümhuriyetlerini gezip görme düşüncesi hayalimizde vardı. Bir arkadaşımın “Özbekistan–Türkistan gezisine seni de yazdırdım.” telefonu üzerine hiç tereddütsüz “Tamam.” dedim.

Screen Shot 2025 10 06 At 10.09.14

21 Eylül Pazar akşamı saat 20.30’da İzmir Havalimanı’nda başlayan gezimiz, bizim saate göre 01.00’de, Özbekistan saatiyle 03.00’te Semerkand’a inişimizle gerçekleşmiş oldu.

Havaalanından kaldığımız otele ilerlerken karşımıza çıkan ilk manzara, bizim Timurlenk diye bildiğimiz, Özbeklerin Emir Timur adıyla andığı büyük Türk hükümdarının heybetli heykeliydi. Gecenin sessizliğinde yükselen bu devasa heykel, Semerkand’ın tarih boyunca üstlendiği rolün adeta sembolü gibiydi.

Screen Shot 2025 10 06 At 10.09.49

Rehberimiz Şeref Bey yol boyunca şehir ve ülke hakkında bilgiler verdi. Özbekistan’da 130 farklı etnik grup yaşıyor, birçok dil konuşuluyordu. Buna rağmen toplumda güçlü bir birlik duygusunun hâkim olduğunu da anlattı.

Semerkand’ın adı “temiz şehir” anlamına geliyormuş. İlk andan itibaren tertemiz sokakları, düzenli kaldırımları ve bakımlı yollarıyla bizi karşılayan Semerkand, sanki sabaha hazır gibiydi. O an anladım ki Semerkand bizi yalnızca tarihiyle değil, bugünkü düzeniyle de etkileyecekti.

Screen Shot 2025 10 06 At 10.09.20

Sabah kahvaltısının ardından gezimize başladık. İlk durağımız, Timur İmparatorluğu’nun kurucusu Emir Timur’un türbesi olan ve UNESCO Dünya Kültür Mirası listesinde yer alan Gur Emir Türbesi oldu. Timur, bu yapıyı aslında torunu Muhammed Sultan için yaptırmış, daha sonra aile mezarlığı olarak kullanılmaya devam etmişti. Türbenin iç mekânı, mavi ve altın mozaikler, çini ve kalem işi süslemelerle göz kamaştırıyordu. Bu yapının önemi yalnızca ihtişamını yansıtmasıyla değil; Hindistan’daki Babürlü mimarisine, özellikle de Tac Mahal’e ilham kaynağı olmasıyla da ilgiliydi, rehberimiz bunu hatırlattı.

Screen Shot 2025 10 06 At 10.09.29

Ardından, Semerkand’ın kalbi sayılan Registan Meydanı’na geçtik. Uluğ Bey, Şir Dar ve Tilla Kari medreseleriyle çevrili bu meydan, yüzyıllardır şehrin ticaret ve ilim merkezi olmuş. Sabahın ışıkları altında tarihî atmosferi doyasıya yaşadık.

Screen Shot 2025 10 06 At 10.09.34Daha sonra Timur’un Hindistan seferinden dönüşünde eşi Bibi Hanım adına yaptırdığı Bibi Hanım Camii’ni gezdik. Zengin çini süslemeler, zarif hat sanatı ve taş işçiliğiyle gökyüzünü yere indirmiş gibiydi. Depremlerden zarar görmesine rağmen restore edilen bu görkemli cami, bugün de ziyaretçilerini ağırlamaya devam ediyor.

Screen Shot 2025 10 06 At 10.09.42

Bir sonraki durağımız, “Yaşayan Kral” anlamına gelen Şah-ı Zinde Türbeleri oldu. Hz. Muhammed’in amcasının oğlu Kusem bin Abbas’ın kabrinin bulunduğu bu kompleks, zamanla Timur hanedanına ve dönemin ileri gelenlerine ait türbelerle büyümüş. Özellikle çini süslemeleriyle ünlü bu mekânın mistik havası bizi derinden etkiledi.

Gezimizin bilimle buluştuğu yer ise Uluğ Bey’in 1424–1429 yılları arasında yaptırdığı rasathane oldu. Devasa gözlem yapısı, o dönemin astronomi alanındaki ileri seviyesini gösteriyordu.

Akşam ise gezi yorgunluğunu Karim-Tek Restoranı’nda giderdik. Organizasyonumuzu üstlenen Hülya Urtekin Hanımefendi’nin hoş sürprizi, tam 8 kilo kıymadan hazırlanmış, 10 metre uzunluğunda dev bir şiş kebaptı. Özbek kızlarının dansları eşliğinde sofraya getirilen bu ikram, gecemize ayrı bir renk kattı. Gerçekten bu güzel sürprizi için Hülya Hanım’a gönülden teşekkür ettik.

Aynı restoranda, başka bir grupla Özbekistan gezisine katılan Prof. Sabahattin Özçelik Hocamız ile karşılaşmak benim için güzel bir sürpriz oldu. Uzak diyarlarda hemşehriyle karşılaşmanın mutluluğu bende ayrı bir sıcaklık yarattı.

Üzerimizdeki tatlı yorgunluğu gidermek için otelimize ilerlerken, böylece Semerkand’taki ilk günümüz tarih, kültür ve dostluklarla dolu anılarla tamamlanmış oldu. Yarınki Buhara yolculuğumuz için hazırlanacağız.

YARIN: BUHARA ŞEHRİ