Kur’an’ın verdiği bilgiler önemlidir, “ O büyük haber” (Sâd 67) diye ifade edilmiş.
Bu haber karşısında insanların bir bölümü ciddiye almış, alıyor diğer büyük bölümü “Yüz çeviriyor” büyük haber için bir bölüm âlimler Hz. Muhammed As’ın Risaletle görevlendirilmesidir. İkinci görüş ise Sâd suresinin 76 ve 68 yanında Nebe’ suresinin ilk ayetleri kıyameti hatırlatır.
İnsana ne oluyor? Niçin ve neden müspet veya menfi tavır takınır? İnandığı veya inanmadığı içindir. İman bilginin kalpte ve bedende hissedilen sahibine sorumluluk yükleyen, ölçüsünü Allah’ın emir ve yasaklarından alınmasına sağlayan, Rabbi uğrunda her türlü mücadeleye sevk eden bir cevherdir. Kısaca itici hareket ettirici bir güçtür. Evet, iman manevi güçtür, zayıflar ise insanın müminin hareket kısıtlanır.
İslam’ın temel kavramlarından olan takva sakınma, saygı gösterme sorumluluk duymadır. Eğer biliyor da yaşama gücünü elde edemediysek bir sorun vardır. Bunun adı inanç zayıflığıdır. Bakara suresinin 4. Ayetinde “iman edenlerin mutmain bir inanmışlar” olarak ifade edilmiş. “İman kalbin yönelişi ikan ise yöneldiği şeyden tatmin olmasıdır. Kalp ikan ile tatmin olunca iman o kalpte harekete geçer”.
Biz insanlara hem vahye hem de varlık kitabına ihtiyacımız var. İman ayetleri marifete ikan ayetleri ise ilme dayanır. Bunun için her şeyden önce aktif bir akla ihtiyaç vardır. Marifet iltifata tabidir derler doğrudur. Marifet duyu organları ile bilmek idrak etmektir bu bir yetenektir. Allah vermiş niçin kullanmayalım?
İnsan eğer Allah c.c verdiği haberi önemsemezse gereğini yapmaz yapamaz. İnancı zayıf ise ciddiye almaz. Böyle olmaktan Allah’a sığınalım.