Kaybetmeyi sevmeyiz ama iş kazanma olursa işin rengi değişir. Bir den fazla kazanmak neden iyi olmasın? Hem maddi hem de manen kazanmak, dünya ve ahiret boyutu da olursa tadından doyum olmaz değil mi? Kur’an bunun adına “kesintisiz kazanç” der. Nasıl olacak kitabımız bunun bilgisini de vermiş. İş inanmaya ve eyleme kalmış.

Rabbimiz şöyle buyurmuş: “Allah'ın kitabını okuyanlar, namazı kılanlar ve kendilerine

verdiğimiz rızıktan hayır için gizli ve açık harcayanlar, asla zarar etmeyecek bir ticaret umarlar.” Fatır 29 ayetin devamı şöyle. “Çünkü (Allah,) ecirlerini noksansız olarak öder ve kendi fazlından onlara arttırır. Şüphesiz O, bağışlayandır, şükrü kabul edendir.”

Kitap anlamak ve yaşanmak için okunur. Kendilerini içi kuvvet verecek olan salât yani başta namazın hakkını verirler. Sonra sahip oldukları maddi ve manevi imkânlardan ihtiyaç sahiplerine verirler.

Bu kesintisiz kazancı uman müminler işin en iyisini talip olmamalılar. Nedir o bir insanın hidayetine vesile olmak. Arif insan insana nasıl dokunacağını bilmeli. Üzmeden incitmeden teklif götürmelidir. Dinden rahatsız olan insan ne kaybettiğinin farkında değil. Bu tip insanlara direk haram helal derseniz, tepkisi farklı oluyor. Dini hedef almıyor tam tersi dini yaşantısı olan insanlar üzerinden savunmaya kötüleme tarafını saldırıyor.

Bir otobüs yolculuğumu esnasında arkamda oturan beyefendini kitap okuduğunu gördüm. Tebrik ettim, tanıştık sonra kendi kitaplarımdan biri hediye ettim. Okuyup kitap hakkında kanaatini arar bildirirseniz sevinirim diye rica ettim. Derdim hem o hem ben kazanayım ama daha iyisi olsun istedim.