Mali Müşavirlik mesleğinin icra eden ben ve benim gibi meslektaşlarımızın sahip olduğu devlet ve mükellef arasındaki sorumluluk gün geçtikçe zorlaşıyor. “Mali tatil geliyor; bir nebze rahatlar mıyız?” derken; gündeme gelen Vergi Affı söylentileri ile yoğun bir dönemin seslerini duyar gibiyiz.
Devletin aldığı vergilerin büyük bir çoğunluğu; “Katma Değer Vergisi, Özel İletişim Vergisi, Damga Vergisi” gibi dolaylı vergilerden oluşuyor. Ve bu vergiler, ekonomide gelir adaletsizliği ve kayıt dışı ekonomiyi kamçılarken; tüketimi düşürüp, halkın ürüne ulaşımını zorlaştırıyor. Ulaşımdaki bu zorluk ise gelir adaletsizliğini arttırırken; halk için temel ihtiyaç olan gıda, eğitim, sağlık vb. hizmet ve mal satışından alınan verginin yükü, alım gücünü zayıflatıyor. Bu ürünlerdeki Katma Değer Vergisinin kaldırılması, yaşam standartlarındaki bu adaletsizliği bir nebze olsun ferahlatacak ve ürünlere ulaşımdaki sıkıntıların biraz olsun önüne geçebilecek nitelikteki çıkış noktaları olabilir. Dolaylı vergilerin kademeli olarak azaltılıp, gelir ve servet vergilerinin arttırılması; aynı zamanda Küçük esnaf olarak nitelendirdiğimiz KOBİ lere sunulan ayrıcalıkların ve reformların çoğaltılması ile iş dünyasının ferahlaması sağlanabilir.
Son günlerde gündemde olan bir konuda bu kadar ekonomik adaletsizliğin içinde, mükellefler arası ki vergi affı beklentisi. Zamanında vergisini ödeyen, mükellefiyete ilişkin ödevlerini yerine getirenler açısından olumsuz algılara neden olan vergi affı; diğer pencereden bakan mükellefler açısından ise vergi borçlarının zamanında ödenmesine gerek olmadığı, nasıl olsa bir af kanunu çıkacağı beklentisine de neden olmaktadır.
Maalesef Ülkemiz açısından olumsuz gözle değerlendirebileceğimiz bir gerçek vardır ki gelişmiş ve sağlam ekonomiye sahip ülkelerde vergi affı kanunları beklenmez. Çünkü süregelen hayatımız açısından da bakıldığında, herkes zamanında (vergisel) ödevlerini yerine getirmeli, vergi ödeyen ve ödemeyenler farklı hukuki sonuçlarla karşılaşmalıdır. Hukuki istikrar gereği tüm mükellefler ne zaman ne kadar vergi ödeyeceği konusunda farkındalığa sahip olmalıdır. Sonuç olarak af-yapılandırma kanunları birçok mükellef lehine ödeme kolaylıkları sağlamaktadır. Öteki taraftan ise sorumluluk bilincinde olan mükellefler açısından ise adaletsizlik olarak nitelendirilmektedir. Ama bizim gibi ekonomisi dalgalanma halinde olan ülkeler için her zaman bir çıkış noktası olmuştur.
Sonuç olarak vergi afları “sürdürülebilir vergileme” için sık başvurulan bir yöntem olmamalı. Bunun için vergi konusunda tüm mükellefler sorumluluk sahibi olmalı. Mükellef ve kamu idaresi sorumlu vergicilik anlayışına sahip olmalıdır.
Meslek Camiamız ve okurlarımıza Saygılarımla.