22 Nisan 2025 tarihinde Uluslararası Para Fonunu blog sayfasında seksek yıllık dünya ekonomik sisteminin çöktüğü ve yeni bir döneme geçiş yapıldığı ilan edildi. Dünya ekonomisinde Trump’ın ikinci döneminin başlamasıyla, 2 Nisan 2025 tarihinde yeni dönem ilk kez telaffuz edilmişti. Şimdi ise dünyada ekonomi basınında ve tüm kurumsal yapılarda ‘değişim’, ‘dönüşüm’ veya ekonomik çöküş haberleri arttı. Peki ne çöktü? Ne değişecek?
Dünyada seksek yıldır hâkim olan ekonomik düzen son erecektir. Sona erecek sistem, dünya ekonomisindeki ekonomik düzen ikinci dünya savaşı biterken, ABD öncülüğünde kurulan Uluslararası Para Fonu (IMF) ve Uluslararası İmar ve Kalkınma Bankası (WB) iki kurum yeni öncülüğünde 1944 yılında başlamıştı. Buradaki dünya ekonomik sistemini ABD hakimiyetine altına alan düzenleme, Altın-ABD doları sistemiydi. ABD bir ons altın için 35 ABD doları ödeyerek dünyada ABD doları getiren her devlete altın karşılığı taahhüt edildi. Böylece uluslararası ticaret ve yatırımların dolar üzerinden yapılmasının da yolu açılmış oldu. Bu sistem, petrol zengini devletlerin bağımsızlığını kazanıp petrolü kontrol gücüne sahip olmasıyla zorlandı. ABD 1976 yılında artık altın karşılığında 35 dolar ödeyemeyeceklerini ilan ettiğinde, zaten bir ons altının fiyatı 45 doların da üzerine çıkmıştı. Dolar-altın sisteminin çökmesine rağmen, artık dolar dünyada küresel işlem gören uluslararası bankacılık sisteminin tek hâkim para birimi haline dönüşmüştür.
1989 yılında Berlin Duvarı’nın yıkılması ve 1991 yılında Sovyetler Birliği’nin dağılmasından sonra dünyada hâkim ekonomik sistem kapitalizm, hâkim ülke ABD ve hâkim para birimi dolar oldu. Yirmi birinci yüzyılın ilk on yılında ABD gücünü korumakla birlikte dünyada Çin hızlı yükseliş trendine girdi. Dünyadaki büyük ekonomilerin tamamının ittifakla kararlaştırdıkları gibi gümrük vergileri düşülmüş, tarifeler kaldırılmış ve dünya ekonomisinde serbest ticaret tamamen kabul edilen bir gerçektir. 2013 yılında Çin ilk kez dünyaya küresel bir ticaret ve yatırım projesi olarak Çin’in yeni İpekyolu projesi olan Kuşak ve Yol İnisiyatifi’ni ilan etti. Bu değişimle birlikte ABD ekonomisi para birimindeki gücünü korumakla birlikte, küresel ticaretteki hakimiyeti Çin’e devretti. Bu gelişme ABD iç politikasında ABD’yi korumayı ve güçlendirmeyi vaat eden Trump’ın iki defa başkan seçilmesinin de önünü açmıştır. Trump’ın ikinci gelişi ile yeni bir ekonomik düzen de başlamış oldu.
Yeni ekonomik düzenin özellikleri ise eskisinden farklı olduğu gibi çok can sıkıcı özellikleri var. Birincisi ülkelerdeki serbest ticaret fikrinin yerini ‘korumacı ticari sistem’ alacaktır. İkinci ise, devletler belirli hâkim güçler etrafında kümelenen ekonomik bloklar üzerinden politika üretecekler. ABD, İngiltere, Avustralya, Meksika, Japonya, Hindistan, Güney Kore ve Arjantin gibi ülkelerde oluşan yüksek ticari engellerle korunan bir blok haline dönüşüyor. Çin ise daha geniş bir ağ ekonomisi avantajına sahip gibi, özellikle Afrika’dan başlayarak Doğu Asya’nın tamamına hitap edecek genişlikte kıtalar arası ticari gücünü koruyabilecek güçte görünüyor. AB ise daha küçük nüfus ve Atlantik bağlantısının daha zayıf olduğu ve küresel ekonomideki ağırlığının daha da azalacağı bir döneme doğru gidiyor gibi görünüyor. Yeni dönemde önemli bir fark da ülkelerin savaş ekonomisine yönelmeleri görünüyor. Bunun için devletler savunma harcamalarını bütçe açığını düşünmeden artırma istekleri.
Aslında yeni ekonomik düzen birinci dünya savaşından öncesinde olduğu gibi piyasa ve hammadde savaşına giren devletlerin uyguladıkları politikalara dönüşü gösteriyor. Yeni dönem eski ilkel ve devletlerin insanı önemsemediği bir ekonomik politikaya yöneldiklerini gösteren ipuçları gösteriyor. Yeni dönemde devletlerin kiminle ittifak ettikleri ve ekonomik tercihleri yeni dönemin nasıl olacağını da gösterecektir.