Bu hafta sonu yine Denizli yollarındaydık. İşin doğrusu havaların ısınması ile serin yer aradım. Alternatifleri şöyle bir düşündüm.
Denizli Zeytin Yaylası, Seyir Tepesi, Ornaz Vadisi, Çameli Dağ Evleri, Beyağaç Kartal Gölü, Beyağaç Haney Evler, Kefe Yaylası gibi yerlerii kafamdan geçirdim.
Günübirlik bir gezi, bir öğün yemek için bu hafta en uygun alternatifin Çal Sakızcılar Köyü’nde yeralan Ağlayan Kaya Şelalesi olduğuna karar verdim ve yürüdüm. O güzergahta yemek problemi de yok, çok sayıda balık restoranları var.
Yolu biraz uzatırsanız Gözler Lavanta Bahçeleri de var. Lavanta bahçelerini gelecek haftalara bırakarak direk Ağlayan Kaya Şelalesi’ne gittim. Şelalenin buz gibi suları, suyun esintisi, adeta tropikal ormanlar gibi ışık sızmayan bitki örtüsü ve ağaçları ile inanın içim açıldı, serinledim, rahatladım. Şelale manzarasında buz gibi sularda yetişen alabalıkta çok güzel oldu. Mutlaka tadın derim.
Ortamın jeolojisi, ağaçları, bitki örtüsü burası nasıl bir yer dedirtiyor ve kendine hayran bırakıyor. Bol bol fotoğraf ve video da çektim tabii.
Ben yaylaya gidince konaklamak isterim diyen de olabilir. Ağlayan kaya tarafında konaklama hizmeti yok ya da ben görmedim. Dağda kalmak isteyenler için Serinhisar Kefe Yaylası, Beyağaç Haney Evler, Çameli Dağ Evleri gibi alernatifler oldukça güzel ve otel konforunda çok uygun. Bir hafta sonu deneyin.
Çameli rakımı 1300, Acıpayam 1000, Babadağ 800, Baklan 1000, Kale 1000, Tavas 950 Serinhisar 1000 m kotlarında size doğal yayla iklimi sunuyor.
Otel, kamping tercih etmeyenler için kendi çadırınızı alıp bir yaylada su kenarında kamp yaparak da çok iyi bir dinlenme fırsatı yakalayacağınızı söyleyeyim.
Pamukkale ilçemizden 20 km yürüyünce Cankurtaran ve Gözlerde 1000 kotuna ulaşıyorsunuz. Buldan Süleymanlı Yaylası, Babadağ Yaylası, Eşeler Yaylası gibi yerlerimiz zaten yaylacılık geleneğini sürdürüyorlar.
Benim gibi serinlik arıyorsanız yüksek ilçelerimiz ve yaylalarimız sizi bekler. Buralarda akşamları ceketsiz oturamazsınız. Rakımı yüksek yerlerde, saydığım ilçelerde hala battaniye ile uyunuyor. Bu serin ve güzel havayı bırakıp 40 - 45 derece sıcakta denizde kavrulmak hiç bana göre değil. Tamam deniz şifadır ama yaylalarımızda şifadır. Denizli'de denizimiz yok ama çok güzel dağlarımız, göllerimiz var.
Bir de denizi abartıp doktorluk oluncaya kadar kavrulmaya, yanık tedavisi görmeye de bence pek gerek yok. 3-5 gün denize yeter. Reklamın, algının, deniz kenarı tembelliğinin esiri olduk. Gönüllü soyuluyoruz haberiniz olsun.
Ben oldum olası dağları, serinliği ve yaylaları seviyorum, size de tavsiye ederim.
Denizli'nin yollarında karşılaşmak dileğiyle.