Bir süre önce TÜSİAD Başkanı Orhan Turan ve TÜSİAD YİK Başkanı Ömer Aras'ın gözaltına alınması ve yurt dışı yasağı getirilerek serbest bırakılmasının ardından ziyaret gerçekleştiren Zeybekci, bu tavrı ve açıklamaları ile gündem olmuştu.

EKOL TV'de Armağan Çağlayan'ın sunduğu Sorgusuz Sualsiz programına konuk olan Nihat Zeybekci, yine ilginç ve çok konuşulacak çıkışlar yaptı.

“19 MART SÜRECİ TABİİ Kİ EKONOMİYE ZARAR VERDİ”

Ekrem İmamoğlu'nun gözaltına alınmasından sonraki sürecin ekonomiye zarar verdiğini söyleyen Zeybekci, "19 Mart süreci tabii ki ekonomiye zarar verdi. Buna 'vermedi' demek söz konusu olamaz. Ekonomiye zarar vermek süreç ister. Bugün olan bir vakanın ekonomideki sonuçları 6 aylık, 1 yıllık, 2 yıllık süreçlerde ortaya çıkar. Ama finans piyasalarıyla ilgili, o sürecin Türkiye'ye zarar verdiğini tabii ki söyleyebiliriz ve verdi" dedi.

İmamoğlu'nun tutuksuz yargılanmasının, Türkiye'nin yurt dışındaki itibarı açısından değerlendirmesi istenen Zeybekci, bu konuda bir şey söyleyemeyeceğini ifade etti. Zeybekci, "İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı'nın en yakınındakilerin yurt dışına kaçtığını da biliyoruz. Tutuksuz yargılanması yargılanmaması ile ilgili bir şey söyleyemem. Çünkü talep edilen cezanın ne olduğunu bilemiyoruz. İddianame çıktığında bunu hep beraber göreceğiz. Bir vatandaş ve eski bir belediye başkanı olarak baktığımda çuvala sığmayan mızraklar var. Önce bunların anlatılması lazım" dedi.

"BAŞKA VATANIMIZ, BAYRAĞIMIZ YOK"

Terörsüz Türkiye" sürecine ilişkin de konuşan Zeybekci, "Bu ülkenin terörle devamlı olarak muhatap olması, kardeşin kardeşi düşman görmesi ne kadar çirkinse, bunun tersini yapmak da o kadar güzeldir. Memleketin, ülkenin hayrınadır. Bu süreci önemsiyor ve destekliyorum. Bir fırsat olarak görüyorum. Her kim tam tersini düşünürse bu ülkenin dostu değildir” dedi.

Başka bir vatan, başka bir bayrak olmadığını hatırlatan Zeybekci, “Terörle yürüyemiyoruz, bunu gördük. Kimine göre 4 trilyon kimine göre 5 trilyon dolar civarında, bu ülkenin terörle ilgili kayıplarını hesaplamaya çalışıyoruz. Bunlar olmasaydı ve bu kadar para Türkiye'ye harcanmış olsaydı bu nesil farklı bir yerde olurdu. İnsanlar daha mutlu olurdu. O yüzden bu süreci olumlu buluyorum” dedi.

Sürecin son derece şeffaf yürüdüğünü ve aksine iddiaları kabul etmediğini anlatan Zeybekci, Bu sürecin Sayın Devlet Bahçeli'nin el uzatmasıyla başlaması da son derece kıymetliydi. Her şey ortada gidiyor, halktan gizlenen, saklanan bir şey yok. Açık açık konuşuluyor her şey. Merhum Sırrı Önder'in de bu süreçte olumlu anlamda gönlü vardı. Öyle gizli saklı bir şey yok" dedi.

"ADLİ SÜREÇ BAŞLADIĞI ZAMAN TÜSİAD BAŞKANIMIZI ARADIM"

TÜSİAD heyetine yaptığı ve çok konuşulan ziyaret hakkında da değerlendirmeler yapan Zeybekci, "Geçtiğimiz bir yıl boyunca, 2024'ün Ocak - Şubat aylarından beri, TÜSİAD ile çok yakın çalıştığımız bir süreç yaşadık. Adli süreçler ilk başladığı zaman ben TÜSİAD Başkanımızı aradım. TÜSİAD Başkanı arkadaşımız, dostumuz aynı zamanda. Arkadaşı olarak yanında olduğumu beyan ettim telefonda. Görüşeceğimizi de önceden beyan etmiştim. Gittiğimde de 'Nasıl gelirsin sen buraya?' diyenleri de gördüm" dedi.

Türkiye ekonomisinde büyük bir paya sahip olan TÜSİAD Başkanının polis eşliğinde ifadeye götürülmesinin kabul edilemez olduğunu yineleyen Zeybekci, "AK Parti olarak, Ekonomi Bakanlığım döneminde, biz şunu gerçekleştirdik. Bizim sanayicimiz, iş adamımız, yatırımcımız tüm dünyayı rahat dolaşsın, müşterilerine rahat ulaşsın diye yeşil pasaport verdik. TÜSİAD Başkanının, yani Türkiye'de ekonominin birçok alanında yüzde 60-70'ini kaplayan bir örgütünün başkanının polis eşliğinde ifadeye götürülmesini ben kabul edemem" dedi.

"ALIM GÜCÜNÜN ARTIRILMASI GEREKİYOR"

Ülkede yaşanan ekonomik duruma ilişkin değerlendirmeler de yapan Zeybekci, alım gücü arttırılmadan refahın sağlanamayacağını vurguladı.

Zeybekci, "Bugün en düşük emekli maaşı 15 bin lira. Bu yeterli mi? Kesinlikle yeterli değil. Bununla insanlar çok zor imkanlarla yaşıyor. Bunu 15 bin lira değil de 100 bin lira yapsak ne olur? Para basarak, para dağıtarak insanların refahını yükseltseydik, onları daha fazla tüketebilir hale getirseydik bugün dünyada açlık olmazdı. Hemen hemen her ülkenin de Merkez Bankası vardır, basarlardı parayı ve bütün problemleri çözerlerdi. Siz vatandaşın alacağı yumurta sayısını, et miktarını arttırmadığınız sürece, diğer tüketim maddelerinin miktarlarını artırmadığınız sürece dağıttığınız para otomatik olarak enflasyon olarak yansır. Şu an asgari ücret 22 bin lira değil de 52 bin lira olsaydı derhal kiralar 5 bin liradan 15 bin liraya çıkardı" diye konuştu. HABER MERKEZİ