ÇAL’DA ARICILARA EKİPMAN DESTEĞİ
ÇAL’DA ARICILARA EKİPMAN DESTEĞİ
İçeriği Görüntüle

Denizli İnşaat Malzemesi Satıcıları İşadamları Derneği (DİMSİAD) tarafından organize edilen “Ekonomide yakın gelecek beklentileri” konulu konferansa TCMB eski Başekonomisti Prof. Dr. Hakan Kara konuk oldu. Kara, The Emporia Hotel’de düzenlenen konferansta Türkiye ve dünya ekonomisine ilişkin geniş kapsamlı bir sunum gerçekleştirdi.

DİMSİAD Başkanı Halil İbrahim Çerçi’nin açılış konuşmasının ardından söz alan TCMB eski Baş Ekonomisti Prof. Dr. Hakan Kara, sözlerini günümüzün mevcut durumunu özetleyen Çin atasözü ile başladı. Kara, “Çinlilerin bir bedduası var. ‘Enteresan zamanlarda yaşayasın’ derler. Günümüzde tüm dünya enteresan zamanlarda yaşıyor. Çinlilerin bedduası tuttu” dedi.

Türkiye’nin son dönemlerde biraz kendi içimize kapandığını belirten Kara, ekonomide belirsizliğin yüksek olduğunu kaydetti. Dünya’da sadece ticaret savaşlarının değil, aynı zamanda iktisat politikalarının da belirsiz olduğunu anlatan Kara, “Dünya’daki liderlerin tam olarak ne yapacakları belli değil. Bu da beraberinde ekonomi politikalarında belirsizliği getiriyor” dedi.

Ekonomist

“AMERİKAN DOLARI KÜRESEL REZERV OLMAKTAN ÇIKIYOR”

Dünya’nın büyük bölümünün Amerikan doları kullanımından giderek uzaklaşılmaya başladığını ifade eden Kara, “Şöyle bir gerçek var. Dünya ülkeleri Amerikan doları kullanımından artık uzaklaşacak. Merkez Bankaları portföylerinde altının payını giderek arttırıyorlar. Amerikan dolarının yavaş yavaş küresel rezerv olma özelliği ortadan kalkacak. Küresel rezervlerin yüzde 50’sini Amerikan doları oluşturuyor. Bundan 5 yıl sonra birçok ülkenin merkez bankasında bu rakam yüzde 30’a kadar düşecek” dedi.

“ÜLKEMİZ YENİ DÜNYA’DA DAHA GÜÇLÜ”

Türkiye’nin yeni dünya düzeninde daha güçlü bir hale geldiğini ifade eden Kara, “İyi haber olarak veriyorum, Amerika Birleşik Devletleri’nin başlattığı ticaret savaşlarında nispeten daha az etkilenecek ülkeler gurubundayız. Ticaret savaşlarından daha az etkilenecek ülkeler kimler diye sorarsanız. Birincisi, iç pazarı güçlü ülkeler, ikincisiyse toplam ihracatı içerisinde hizmet ihracatı payı yüksek olanlar. Türkiye en az etkilenecek ülkeler arasında. Büyük resim açısından baktığımızda mevcut konjektür Türkiye’yi destekliyor. Türkiye’nin jeopolitik pazarlık gücü artıyor. Ülkemizin yenidünyada daha güçlü bir aktör olarak ön plana çıkma potansiyeli var” dedi.

“FIRSATLARI KAÇIRIYORUZ”

Yeni dünya düzeninde Türkiye’nin elindeki fırsatları değerlendirebilmesi için ekonomisini düzeltmesi gerektiğini vurgulayan Kara, “Arka planda bir sürü fırsat var ama biz faizle ve kurla uğraşırken fırsatları kaçırıyoruz. Ülkemiz kendisine hiç yakışmayan bir şekilde diğer ülkelerden enflasyon anlamında ayrışıyor. Enflasyon anlamında dünyanın en yüksek 6. ülkesiyiz. Yüksek enflasyon yüzünden sermaye piyasaları gelişmiyor. Finansal sistem gelişmiyor, bankalar kredi vermek istemiyor” dedi.

“TEKSTİL SEKTÖRÜNDE CİDDİ SIKINTI VAR”

Gıda sektörünün haricinde tüm sektörlerde yavaşlama eğiliminin olduğunu dile getiren Kara, “Merkez Bankası dövizi hedeflerken euroyu değil de doları hedefliyor. Gıda dışında tüm sektörlerde daralma ve yavaşlama eğilimi var. Gıda mecburi bir tüketim olduğu için daralma olması zor. Diğer bütün sektörler daralıyor. Tekstil sektörü ciddi sıkıntıda, sanayi sektöründe de daralma devam ediyor. Son zamanda stoklar azalıyor. En son pandemide stoklarda düşüş yaşanmıştı. Fiyatı artar umuduyla yapılan stoklamalardan vazgeçildi. Bunun nedeni finansman maliyetinin yüksek olması. Stok tutmak maliyetli hale geldi. Fiyatlar üzerinde aşağı doğru baskı var” dedi.

Ekoo

“ENFLASYONUN RAYDAN ÇIKACAĞINI DÜŞÜNENLER VAR”

Herkesin kafasında aynı sorunun oluştuğunu ifade eden Kara, “Bu döviz çok tutuldu bıraksak patlayacak diye bir algı var. Böyle olunca enflasyon beklentilerini de kontrol edemiyorsunuz. Herkes dövizin patlayacağını, enflasyonun raydan çıkacağını düşünüyor. Türk lirasında durma eğilimi çok azalıyor. Siz Türk lirasında mı durayım, dövizde mi durayım seçimini yaparken faiz talep etmeye başlıyorsunuz. Yabancılar da yüksek faiz talep ediyor. Yüksek faiz talebi kurun sıçrama olasılığı nedeniyle ortaya çıkıyor. Dövizi bastırınca insanlar yüksek faiz istiyorlar. Yüksek faiz olunca, ekonomi yavaşlıyor. Kur ve yüksek faizde Türk lirası değer kazanıyor. Türk lirası değerlenince faizi düşüremiyorsunuz. Buradan nasıl çıkılır? Buradan çıkışın tek yolu enflasyonu alaşağı etmek. Enflasyon düştükten sonra kuru patlatmadan indirebilecekler” dedi.

“TÜRKİYE HİÇ OLMADIĞI KADAR PAHALANDI”

Son iki yılda Türkiye’deki fiyatların döviz kurundan daha fazla arttığına dikkat çeken TCMB eski Başekonomisti Prof. Dr. Hakan Kara, “Son iki yılda maliyetler dolar bazında artıyor. Türkiye’de üretilen standart bir sandviçi dünya ile kıyaslarsanız Türkiye hiç olmadığı kadar pahalı bir ülke oldu. Şuanda girilen yoldan çıkış yok. Bu programdan çıkalım başka bir ekonomi programı yapalım diyecek zaman yok. Bu yoldan yürümek zorundayız. Bu dövizi tuta tuta gideceğiz. Enflasyon düşmeye devam edecek. Kendi kendimize bir problem yaratmazsak bu enflasyonun Haziran ayından itibaren aşağıya ineceğini düşünüyorum” dedi.

“EKONOMİ DIŞI FAKTÖRLERDEN EMİN OLAMIYORUM”

Ekonomi alanında neler olabileceğinin öngörüldüğü ama ekonomi dışı etmenler konusunda emin olamadıklarını ifade eden Kara, “İçerideki ve dışarıdaki Dünya siyasetinin ekonomiye etkisi daha düşük büyüme, daha yüksek risk pirimi, daha yüksek faizler şeklinde ortaya çıktı. Türkiye’nin başına gelen küresel gelişmeler aslında enflasyonda bir türlü durdurulamayan talebi sonunda durduracak. En kötüyü geçtik ve kontrol ele alındı. Ekonomi dışı faktörlerden emin olamıyorum. Ekonomist olarak bakıyorum, ekonomi politikası uygulayanların neler yapabileceğini anlıyorum. Moralimizi bozmamalıyız. Yeni hatalar yapılmazsa önümüzdeki dönemde olumsuzluklar, olumluya doğru gittiğini görebiliriz. Döviz türü borçlanmaların cazip olduğu dönemlerin sonuna geliyoruz” dedi. Etkinlik sonunda soruları da yanıtlayan Kara, Türkiye’de müthiş bir servet adaletsizliğinin ortaya çıktığını kaydetti. Kara, “Enflasyon ölçümü her zaman gündeme geliyor. Ücretler enflasyona göre artıyor. Enflasyona göre alım gücü eriyor. Son 1 yıl içerisinde enflasyon ölçümü büyük ölçüde düzeldi. Ben bunu söylediğim zaman sosyal medyada linç ediliyorum. Enflasyon ölçümünün düzeldiğine kimse inanmıyor. Enflasyon bozulduğunda ölçüm sıkıntılarının başlamasından dolayı halk bunu unutmuyor. Bu ölçümün çözümü akademisyenlerden oluşan bağımsız bir ölçüm birimi kurulmalı. Bu birim ölçüm yapıp kamuoyuyla paylaşırsa beklentiler düzelebilir. Gelir dağılımı bozuldu. Servet dağılımı bozuldu. Servet dağılımı bozulunca bir kesim kendini kötü hissediyor, diğer kesimde problem yok” dedi.

Muhabir: BURAK COŞKUN