Ekonomi’nin sorularını yanıtlayan AK Parti Ekonomi İşlerinden Sorumlu Genel Başkan Yardımcısı Nihat Zeybekci, Türkiye’de ciddi bir kayıt dışı sorununun yaşandığını söyledi.
Zeybekci, “Türkiye’de yüzde 30-35 arasında kayıt dışı olduğu söyleniyor ama bence kayıt dışı yüzde 50’nin üzerindedir. Türkiye’de ekonomi ile ilgili çalkantıların olduğu bankacılık, faiz, finansta sıkıntıların olduğu dönemde kayıt dışı devreye girer. Enflasyon muhasebesini uygulamadığınız zaman şöyle olur: Tekstilciden örnek vereyim. Yılbaşında 100 ton ipliği vardır. 100 ton iplik 2 milyon yapıyordur. Yılsonunda 100 ton iplik 3 milyon yapar. Defter kayıtlarına göre dersiniz ki; ‘sen bir milyon kar ettin gel bunun vergisini ver.’ Şu demek; 100 ton ipliğin 20 tonunu ver bana. Bu sermayenin vergilendirmesi olduğun için de insanlar kendi malının hırsızı haline gelir” dedi.
YÜKSEK FAİZDE KİMSE YATIRIM YAPMAZ
Ekonominin en önemli sorunlarının başında yüksek faiz ve üretim eksiği olduğunu anlatan Zeybekci, “Şimdi ben iş insanıyım. Faizlerin bu kadar yüksek olduğu bir dönemde, işletme sermayesine ihtiyacımın olmadığını ve kendi paramın bulunduğunu varsayalım. Ben o parayla yatırım yapmam. Ben o parayla üretim yapmam. Basiretli bir tüccar tanımım kanunda da var. ‘basiretli bir tüccar olarak davranmam lazım ki diye başlar’ Ben o parayı faizler bu kadar yüksekken faize yatırırım. Bir genelleme yapıyorum. Faizler yüzde 30’un altına gelirse o zaman insanlar parasını , ‘ya boş ver faizi der’ üretime yatırır. Yeni yatırımlar yapar. Ticaret canlanmaya başlar. Ticaret canlanmaya başladığında her talep kendi arzını yaratır” diye konuştu.
ARZI ARTIRMAK ZORUNDAYIZ
Arzı artırmak zorunda olduklarını anlatan Zeybekci, üstelik bunun çok hızlı bir şekilde artırılması gerektiğini kaydetti. Bunun yapılabileceğini dile getiren Zeybekci, “Enflasyonla gerçekten mücadele edeceksek, enflasyonla mücadelenin gerçek çözümü, sadece ve sadece arzı artırmaktır. Vatandaşın refahını mı artırmak istiyoruz, eğer para dağıtılarak refah artırılsaydı bugün dünyada fakir ülke olmazdı. Herkesin merkez bankası var, herkesin banknot matbaası var. Basarlardı parayı dağıtırlardı ve problem çözülürdü. Öyle değil işte. Enflasyonun asıl sebebi arz eksikliğidir. Talep asla yok olmaz talep sadece ertelenir. Bizim bu vakada ertelenen talebin daha güçlü olarak geri gelme durumu var. Dolayısıyla burada arzı artırıcı yani gıdada konutta devasa bir seferberlik yapmalıyız. En azından konut seferberliğinin başlaması ve projelerin hayata geçmeye başlamasının bile psikolojik sonuçları olur” dedi.
Vatandaşların haklı olduğunu ancak çözümün para dağıtmak olmadığını dile getiren Zeybekci, emekliler üzerinden örnek verdi. Zeybekci, “Emekli maaşı minimum 15 bin TL. Bunu 55 bin yaptığınız zaman bir anlam ifade etmiyor. Alacağı ürünü çoğaltmadığınız sürece vatandaşa hiçbir refah katkısı olmaz. En fazla üç ay içerisinde verdiğiniz para enflasyon olarak geri döner. Üretim ile arzı artırmadığınız sürece, TL olarak yaptığınız tüm desteklerin spekülasyona gitme riski vardır. Kura gitme riski vardır. Talep de patlama riski vardır. Altına gitme riski vardır” diye konuştu.
DEMOKRASİNİN 3 TEMEL GÜÇ ÜZERİNE OTURMASI ESASTIR
Demokrasinin üç temel güç üzerine oturmasının esas olduğunu belirten Zeybekci, “Bir devlet, iki hukuk, üç halk. Bu üçünün de birbirinden bağımsız olması bu üçünün de birbirini denetleyen disipline eden, birinin yoldan çıkması halinde onu derleyip toparlayıp hizaya sokan görevleri vardır. Eğer üçü birden birbirinden bağımsız, eşit güçte olursa bunlardan herhangi biri saçmaladığında devletin, yürütmenin ya da iktidarın veya hukukun ya da diğer taraf çizgiden çıktığında onu derleyip toplayacak güç, kabiliyet ve yaptırımda olması önemlidir” dedi.
Son dönemlerde yoğunlaşan gösteri ve yürüyüşlere değinen Zeybekci, atılan her adımın kanunda tanımlanmış karşılığının olduğunu belirterek, “Yapma kardeşim. Gidersin izin alırsın kabinenin, şu veya bu bakanlığın yapmış olduğu uygulamalarla ilgili reddettiğini, kabul etmediğini, protesto ettiğini söylersin. Gösteri yap, oturma eylemi yap, bunları yap ama sen kalkıp ta belediye otobüslerine, binalara, polislere saldırırsan o zaman başka şeyler ortaya çıkıyor” dedi.
EKREM İMAMOĞLU’NUN DİPLOMASI
Ekrem İmamoğlu’nun diplomasının iptal edilmesi ürecine de değinen Zeybekci, “O diplomayı elde etme yöntemi haksızdır. Aradan 30 yıl geçmiştir, bu bir hak haline dönüşmüştür, bu idare hukukçularının meselesidir” dedi.HABER MERKEZİ