Amatör ligler…
Futbolun en saf hali, en çok emek verilen ama en az değer gören basamağı. Bu liglerde sahaya çıkan futbolcuların, yöneticilerin ve gönüllü çalışanların büyük özveri gösterdiğini biliyoruz. Ancak bir grup var ki, görünmez kahraman olmaktan öteye bir türlü geçemiyor: Teknik direktörler.
Bugün amatör liglerde en büyük sorunlardan biri ne maddi imkânsızlık ne de tesis yetersizliği… Asıl sıkıntı, teknik direktörlük mesleğine yeterli saygının gösterilmemesi.
Bin bir zorlukla kurslara gidip belge alan, gecesini gündüzüne katıp saha kenarında emek veren teknik direktörlerin aldığı ücretler çoğu zaman komik rakamlara düşüyor. Hatta bazı kulüplerde teknik adamın ismi var, kendisi ortada yok!
SADECE BELGE KİRALAMAKLA BAŞARI GELMEZ
Sezon başında bazı kulüpler teknik direktörle anlaşır, imza atılır, lisans federasyona bildirilir… Kâğıt üzerinde her şey tamamdır. Fakat lig başlayınca gerçekler bir bir ortaya çıkar:
Takımı sahaya hazırlayan başkan…
Oyuncuya taktik veren yönetici…
Değişiklik yapan kulüp personeli…
Ve kenarda oturup sadece adı geçen teknik direktör…
Ne yazık ki birçok amatör kulübün gerçeği bu. Yani teknik direktörün ismi var, kendisi yok. Buna rağmen kulübün başarısı için tüm sorumluluk yine o teknik direktörün üstüne yüklenir. Sezon sonunda işler kötü giderse günah keçisi bellidir: “Hoca takımı toparlayamadı.”
Peki takımın başına gerçekten hoca mı geçti?
ÖZVERİ, EMEK VE CİDDİYET GEREKİR
Bir kulüpte teknik direktör sadece taktik veren kişi değildir.
Aynı zamanda:
Takımı disipline sokan,
Antrenman planlayan,
Oyuncu psikolojisini yöneten,
Genç yetenekleri geliştiren,
Kulübün vizyonunu sahaya yansıtan kişidir.
Bu kadar kritik bir görevi üstlenen kişilere gereken saygı gösterilmedikçe amatör kulüplerin gelişmesini beklemek hayalcilik olur.
BAŞARI TESADÜF DEĞİLDİR
Bugün profesyonel futbolcuların çoğu geçmişte amatör liglerde yetişti. Hepsinin arkasında mutlaka emeği olan bir teknik direktör vardı. Eğer o yıllarda onlar da sadece “isim olarak” orada olsaydı, belki bu oyuncular bugün Türkiye’nin dört bir yanında sahneye çıkamayacaktı.
Başkanın, yöneticinin sahaya müdahale ettiği, teknik direktörün sadece formalite olarak bulunduğu bir kulüpte başarı beklemek “Dostlar alışverişte görsün” demekten farksızdır. Çünkü futbol ciddiyet ister, planlama ister, liderlik ister…
SAYGI OLMADAN GELİŞİM OLMAZ
Artık amatör liglerde teknik direktörlüğün hakkı verilmelidir.
En azından:
Söz hakkı tanınmalı,
Karar mekanizmasında yer almalı,
Maddi olarak değeri bilinmeli,
“Belge kiralama” gibi utanç verici uygulamaların önüne geçilmeli.
Futbolu geliştirmek istiyorsak önce temelden başlamalıyız.
Temel de teknik adamdır.