SANAT ÇALIŞTAYI

3 Nisan 2025 Perşembe günü saat 17 sıralarında telefonuma bir Denizli Sanat Çalıştayı başlığı düştü. Sonrasında da Mehmet Selçuk'tan bir açıklama geldi. Sevgili dostlarım merhaba, Denizli'de Büyükşehir Belediyesi olarak 26 Nisan 2025 Cumartesi günü Denizli Sanat Çalıştayı’nın ilkini düzenliyoruz. Sanat Şehri Denizli mottosuyla yola çıktığımız sanat etkinliklerimize, yeni boyutlar, fikirler, projeler kazandırmak siz değerli dostlarımızla mümkün olacaktır. Çalıştayımıza, hepinizin yakından tanıdığ

Çok mutlu oldum, Mehmet Selçuk'a telefon açıp teşekkür ettim. Ben sanatçı değilim, dedim.  "Abi sen Denizli'de sanat programları yaptın, sanatçıları gün yüzüne çıkardın, destek verdin, sanat hakkında yazıp çiziyorsun, mutlaka gelmelisin." Dedi, çok mutlu oldum. İçimden de eyvah eyvah, çağırmayı unuttuklarının, çağırmak istemediklerinin hışmına uğrayacak, dedim kendi kendime.  K. Kılıçdaroğlu sanatçıları çağırıp toplantı düzenlediğinde, unuttuğumuz değerli arkadaşlar olmuştu. Çok eleştiri almıştık.  Muhammed Karaçay 50. yıl Onur ödülleri dağıttığında, "Ben niye yokum?" Tepkileri almıştı. Çalıştay yapıldı, ön gördüğüm tepkiler geldi. Kim ne derse desin, çok verimli çalıştay oldu. Kentimizden ve kent dışından gelen sanatçılar, çok güzel öneriler sundular.

Açılış konuşması için Kültür Daire Başkanı Mehmet Selçuk, amaçları anlatıp gelen konuklara teşekkür etti.  Büyükşehir Belediye Başkanı Bülent Nuri Çavuşoğlu'nu konuşmaya davet etti.  Başkan Çavuşoğlu, Mehmet Selçuk'a takılarak başladı: Sunuculuğu da öğrenmişsin diyerek. "Sanatımız için mücadele ediyoruz.  Denizli'yi sanatın başkenti yapacağız. Bu şehrin insanları, sanatla yaşamaya başladığında iyi yol almış olacağız. Zaman zaman hata yapıyoruz, düzeltiyoruz. Sanat ve Kültür adına çok güzel işler başardık. Buna devam edeceğiz. Mayıs ayında Kızıl Ordu Korosu buraya geliyor. Umarım bu çalıştayda çok güzel öneriler ortaya çıkacak." Konuşmasından aldığım notlar.

Geçen bir yılda sanat ve kültür etkinliklerinin gösterildiği harika bir video izledik.

Çalıştayın moderatörlüğünü genel sanat yönetmeni Sinan Küçüköz yaptı. "Atatürk Türk çocuklarını sanat eğitimi için yurt dışına gönderdi. Geri dönen bu çocuklar nitelikli sanatın öncüsü oldular." diyerek başladı. Oturumu çok iyi yönetti.Oturuma ara verildiğinde yanıma gelip, elimi öpmek istedi ve başardı. Kendisini Denizli Tiyatrosu'na ben götürmüşüm. Tiyatrocu olmasını ben sağlamışım. Çok mutlu oldum, kendimi kutladım, içimden.

Çerkes KARADAĞ: Dünyaca ünlü bir fotoğraf sanatçımız. İstanbul'da tanışıp çekim yapmıştık. Zeliha Demirel tanıştırmıştı. Çok sıcak bir dostluk oluştu aramızda. Aldığım notlar: "Fotoğraf ortaya çıktığında tarihsel değişim oldu. Fransa'da buluşu yapana maaş bağladılar. Fotoğraf kültür dağılımı yaptı, insanlık evrensel dil yarattı. Çocuk işçiler, kadın hareketleri fotoğraflandı. Çocuk hakları, kadın hakları yasaları çıktı." Fotoğrafların kentlere etkisini anlattı. Prag'ın karanlık ve soğuk bir kent olduğunu, Kafka'nın Milena'ya mektupları yazdığı kafenin, fotoğrafla tanındığını anlattı. 

Serdar BORDANACI: DE-Ti, Sadık Aslankara ve Volkan Beşek tarafından kuruldu. O zamanın asker belediye başkanı, gençler kıdem sırasına göre sıralanın diyecek bir kültürdeydi. Çatalçeşme Oda Tiyatrosu’nu Ziya Tıkıroğlu yaptı. Tiyatro salonlarda kalmamalı, sokağa çıkmalı, mahallelere köylere ulaşmalı. Oralara sanatı ve kültürü ulaştırmalı. Denizli'de  sanat ve kültür için elimizden gelen her şeyi yapmaya hazırım." Dedi.

Savaş ÜNLÜ: "Sanatçılara yakın olmak için fuarda gazoz satardık." Diye başladı sözlerine. "Bu ilde eskiden çok festival vardı. Ünlü sanatçılar gelirdi. Fakir Baykurt Acıpayam Karpuz Festivali’ne gelmişti. Denizli sanatın başkenti olmuş." Diye bitirdi konuşmasını.

Büyükşehir Belediyesi Genel Sekreteri Bülent BOZBAŞ: Amacımız Ege şehri Denizli'yi Sanat Şehri Denizli’yi yaratmak. Bizi zorlayın, köprü kuralım. Her projeye açığız." Diye konuştu.

Yönetmen Yüksel AKSU: "Yeni projem var. 'Bak Postacı Geliyor.' Denizli Buldan da çekeceğim. Acıpayam'a bakacağım. Denizli filmi gerekli. Sanatla uğraşan, seven, sokağa çöp atmaz. Ürün yerleştirme ile büyük şirketlerin katkısı olur. Sinema filmi, şehrin belleği olur, Dondurmam Kaymak filminin Muğla'ya çok katkısı oldu. Asmalı Konak, yöresini turistik merkez yaptı. Kazablanka denilince akla film geliyor.” 

Cezmi ERSÖZ: “Sanatın barıştırıcı gücü şiir otel gibi bir otel hiçbir yerde yok. Bir yıl adımı taşıyan odayı bana verirler, bir yıl kalırım roman bir buçuk yılda biter. Edebiyatın insansızlaştığı dönemde biz sıradışıyız arkanıza sermaye yoksa lobiler yoksa yalnızsınız görünemiyoruz.” 

PAÜ Güzel Sanat Fakültesi Dekanı Efe AKBULUT: “Sanat olmazsa insan eksik kalır, şehir eksik kalır. Atatürk önce sanat kurumlarını kurmuştur. Sanat insanı geliştirir, değiştirir. Devletin temeli kültürdür. Eğitim damarı geliştirilmelidir. Eğitim sanat kurumlarıyla da olur, sanatta kurumlaşma çok önemlidir. Kurumlaşma çok gereklidir.”

Ali ŞUR: “Etkinlik süresince dileyenlerin karikatürlerini çizdi, performansını yürekten kutluyorum.” 

PROJELER

Bekir İNCE:  Denizli fotoğraf günleri. Kent belleği fotoğraf sergileri, Denizli Kale içinde an mekan insan projelerini sundu. 

Darya GÜRCAN: Sanat sokağı projesini ayrıntılarıyla sundu. 

Özgün GÜNYAR: Her şey hayal kurmakla başlar, deyip yedi proje sundu. 

Mustafa BALOĞLU:  Köy projesini sundu.

Fatma ZEYBEK: Çok güzel bir sunumla projesini anlattı. 

Eda UYMAN:  Büyük bir heyecanla anlattı projesini. 

Şule SÜZÜK: Denizli Sanat Akademisi projesinden söz etti. 

Erinç ÖZMEN’in projesini öğrencisi anlattı.  

Hasan KALLİMCİ: Şiir projesini anlattı.

Güzel bir etkinlikti. Devamının geleceğini ve Denizli'mize yararlı olacağına inanıyorum. Büyükşehir Belediye Başkanımız Bülent Nuri Çavuşoğlu'na, Kültür Daire Başkanımız Mehmet Selçuk'a, katılan konuklarımıza,  proje sunan sanatçılarımıza, orada bize yardımcı olan tüm çalışanlara teşekkür ediyorum. 

GÜZEL BİR KİTAP

Tam Denizli Sanat Çalıştayı’ndan söz ederken, bir kitabı tanıtma sorumluluğu doğdu.

AKSAÇLILARDAN KÜLTÜR KIVILCIMLARI.

Aksaçlılar Kültür Topluluğu’nu sanırım herkes biliyor. Avukat Atilla Sezener'in öncülüğünde kurulan bir topluluk. Atilla Sezener"in kitaplarının sayısını unuttum. Kitaplarını ücretsiz imzalar, dağıtır. 40.000 civarında kitap imzalayıp, dağıtmıştır. Okuma özürlü toplumda, kitap okumayanların fazlalığını biliyor. Kitaplarında bilgi, kültür, insan davranışları, laiklik, Atatürkçülük önde gelir. Diyorum ki bu kitaplar okunsaydı, bir şeyler kapılsaydı, Denizli insanı şimdikinden daha ileride olurdu.

Editörlüğünü Nurettin Şenol arkadaşımızın yaptığı kitapta 10 yazar var. Bir avukat. iki profesör, iki inşaat mühendisi, beş öğretmen, deneyimlerini, anılarını yazmışlar.  Bülent Topuz, hem tıp alanında profesör hem de köşe yazarıdır. Alıntılayacağım bir bölüm bana onu en iyi şekilde anlattı. Aynen katılıyorum düşüncesine.

"Eni konu 'yazmak' insanın kendi dünyasında bir yolculuktur. Kişisel tarihine düştüğü bir nottur. Daha fazlası olursa iyi, olmazsa dert neden olmasın.”

Devrim Alkaya, kıpır kıpır yerinde duramayan, sürekli koşuşturan ama yorulmayan çalışkan bir beyefendi. On parmağında yirmi marifeti olan, diyeceğim bir değerli insan. Neden böyle dediğimi, yazdıklarını okursanız anlayacaksınız. Kırsal Kalkınma Mucizesi, başlıklı yazısına aldığı bir cümleden etkilendim. "Köy hastalıklı ise memleket de hastalıklı demektir." İsmail Hakkı Tonguç

Fevzi Keyik, Nazilli Erkek İlköğretmen Okulu ve Diyarbakır Eğitim Enstitüsü Matematik Bölümü mezunu bir öğretmen. Ben ona, en çok kitap okuyan matematik öğretmeni, diyorum. Feyzi Bey'den alıntımız. "Hazır gıda mı? Bir değil, birçok kere düşünmek ve araştırıp incelemek gerek."

Nebi Akbaş'ı rehber öğretmen olarak ÖSYM öncesi birçok kez programa aldım. Parlak bir eğitim geçmişi var. "Mardin Valisi dedi ki; “Sevgi çocukları şımartır.” Biz buz gibi olduk. "Ben çocuklarımı uyurken severim.”

Necmi Özdemir, öğretim görevlisi olarak PAÜ'de uzun süre çalışan saygı duyduğum arkadaşım. Köyü Bozdağ için Bozdağlılar WhatsApp grubuna dahilim. "Sen bunların hangisini bilirsin aşşa azadı bilmezsin, Tilki deliğini bilmezsin, kavakta kuş taşlamamışsın, kışın göldeki buzun üzerinde kaymamışsın."

Nurettin Şenol'un 10 kitabı var. Yunus Emre Öğretmen Okulu'nu ve DEÜ İktisadi İdari Bilimler Fakültesini bitirdi. "Atatürk'ün batılılaşmaktan amacı çağdaşlaşmaktır, batıya öykünmek değildir. Körü körüne batılılaşma değildir."

Turhan Ülkü, 1958 İTÜ İnşaat Fakültesi mezunu. Çok gezen, çok düşünen, Denizli sanayisine adını altın harflerle yazdırmış bir büyüğümüz. Kendisine ayrılan bölümde, bir öğretmen kimliğiyle hayat dersi verdiğini gördüm. “Aile Şirketlerinin Kurumsallaşması yazısını, her sanayici, her şirket sahibi okumalı.  "Aile şirketlerinin,  özellikle ülkemizde, en büyük sakıncası, şirket büyüdükçe ve aile genişledikçe, ortaya çıkan yönetim ve paylaşım sorunudur.” 

Velittin Kalınkara,  Hacettepe Üniversitesi Aile ve Tüketici Bölümleri mezunu. Profesör Velittin Kalınkara iyi bir fotoğrafçı. Halen, Yaşlı Sorunları Araştırma Derneği Başkanlığını yapıyor. Üç Yaş Akademisi çalışmalarını sürdüren bir arkadaşım. Ne güzel değil mi? "Beni yaşımdan dolayı ayrıştırmayın.”

Yusuf Tonka, öğretmen arkadaşımız, birçok sivil toplum kuruluşunda bulunmuş.  "Çoğumuzun yaptığı, yalnızca yakınmakla kalıyor.” Oysa Konfüçyüs, M.Ö. 500'lü yıllarda söylemiş, "Karanlığa küfür edeceğine bir mum yak." diye.

Kitap çok değerli lütfen okuyun. Atilla abimi ve tüm yazar arkadaşlarımızı kutluyorum. Nicelerine ...

Hoşça kalın, dostça kalın, sanatsız, kültürsüz ve kitapsız kalmayın.