SAHİBİNİN SESİ FİFA'DAN ÇİFTE STANDART KARARLAR

Uluslararası kuruluşların çifte standart kararları can sıkıcıdır. Siz istediğiniz kadar insan hakları evrensel beyannamesinden, uluslararası hukuktan, eşitlik ve barıştan, insanca yaşama hakkından bahsedin; küresel sömürünün "muazzez nizamı" kendi çıkarları doğrultusunda keyfi uygulamalar ve kural tanımazlıklarla insanlığın vicdanını sızlatmaya devam edecektir.

2022'de Rusya’nın Ukrayna’yı işgalinden sonra FIFA ve UEFA çok hızlı şekilde harekete geçti. Rusya tüm uluslararası futbol organizasyonlarından men edildi. Rus millî takımı Dünya Kupası elemelerinden çıkarıldı. Rus futbol kulüpleri Avrupa kupalarından atıldı. Uluslararası futbol maçlarının Rusya’da oynanması engellendi.

FIFA, bu kararının gerekçesini “savaş, insan hakları ihlali ve uluslararası barışa tehdit" olarak açıkladı. Bu karar, “siyasi olaylara karışmayan FIFA ilkesi” ile çelişse de uluslararası alanda geniş destek gördü.

Beri tarafta ise İsrail’in Gazze’deki askerî operasyonları ve Filistin'de uyguladığı soykırım sonrasında birçok ülke, özellikle Arap ve Afrika futbol federasyonları, FIFA’ya İsrail’in uluslararası müsabakalardan men edilmesi çağrısında bulundu.

FIFA Başkanı Gianni Infantino: "İsrail'e karşı hiçbir işlem yapılmayacak. FIFA, jeopotik olayları çözemez." dedi. FIFA'nın İsrail kararı, Rusya örneğiyle karşılaştırıldığında bunun tam bir çifte standart ve ikiyüzlülük olduğu görülecektir.

Birkaç sene önce millî futbolcumuz Merih Demiral'ın millî maç sonrasında yaptığı bozkurt işaretini politik ve kışkırtıcı bulan UEFA, Merih Demiral'a bir-iki maç oynamama cezası vermişti. Oysa aynı sembolün, Roma futbol Kulübünün resmî arması olarak kullanıldığı görmezlikten gelinmişti.

En son yapılan olimpiyatlarda İsrailli sporcuların hakemlerce nasıl korunduklarına şahitlik etmiştik.

Olimpiyat Tertip Komitesi, FIFA, UEFA gibi kuruluşların çifte standart kararları maalesef can sıkıcıdır. Pek çok spor yazarı, sivil toplum kuruluşu ve bazı futbol federasyonları FIFA’nın:

* Siyasi baskılara göre hareket ettiğini,

* Batı’nın çıkarlarına uygun davrandığını,

* İnsan hakları konusunda tutarsız davranışlar sergilediğini yıllardan beri söylüyorlar.

Rusya’ya Ukrayna savaşı nedeniyle yaptırım uygulayacaksın, İsrail’e ise Gazze'deki soykırımdan dolayı dokunmacaksın! Bu yaklaşım, FIFA’nın "sahibinin sesi" olduğunu gösteriyor. Sadece FİFA ve UEFA değil Birleşmiş Milletler de dâhil olmak üzere, uluslararası kurum ve kuruluşlar "sahibinin sesi"dir.

Futbolun birleştirici gücü üzerine nutuklar atan FIFA, son yıllarda aldığı kararlarla bu iddianın altını boşaltıyor. Aynı sahada top oynayan ülkeler arasında eşit ve tarafsız davranması gereken bu kurum, kimi zaman topu bilerek taca atıyor.

Dünyanın gözü önünde Gazze’de bombalar patladı, binlerce sivil hayatını kaybetti, stadyumlar bile enkaz altında kaldı. Şimdi dünya kamuoyu haklı olarak soruyor: “FIFA neden sessiz?”

Cevap: Derin bir sessizlik.

Ne İsrail kulüplerine yaptırım var, ne millî takımına kısıtlama… FIFA'nın “sporu siyasetten ayırmak gerekir” diyerek İsrail'i kayırması, son derece ahlaksız ve adaletsiz bir karardır.

Peki, Rusya’ya uygulanan yaptırım kararı siyasetten bağımsız mıydı? Yoksa hangi ülke kime dost, kime düşman onun hesabı mı yapıldı?

FIFA’nın bu tutumu sadece uluslararası bir spor kurumunun tarafsızlığıyla değil ahlakî tutarsızlıkla da sorgulanması gerekir. Aynı top, aynı saha, ama kurallar her ülkeye göre değişiyor! Rusya topa elle dokundu diye Rusya'ya kırmızı kart gören FIFA, İsrail’in bâriz, acımasız, kural dışı, sert faullerine göz yumuyor!

Oysa futbolun dili evrenseldir; adalet, barış ve eşitliktir. Eğer bu değerler “siyasete göre” değişiyorsa o zaman FIFA’nın sahası çoktan çamura bulanmış demektir.

Rahmetli Ozan Arif'in mısralarıyla bitirelim:

Kim diyorsa külahıma anlatsın

Yok be dünya adaletin yok senin!