EGM
Emniyet Genel Müdürlüğü bir güya kutlama yayınlıyor. Ama, görselde ATATÜRK görüntüsü yok! Aslında var ama, EGM, tutmuş çıkarıvermiş Mustafa Kemal'i. Öyle ya, onlara göre ne işi var O'nun orada!
Tıpkı, Çanakkale Zaferinde olduğu gibi, ne konuşmalarda, ne kutlamalarda ATATÜRK var!
Diyorlar ya hani, "melekler gökten inmiş de düşman üstüne binmiş!"
Sorsak, onbinlerce şehit ne diye verildi? Ona da yanıtı vardır bu kuş beyinlilerin...
Hay sizin!
Halk şiddetle karşı çıkıp tepki gösterince kıvırdılar ve görseler bir ATATÜRK resmi yapıştırdılar.
İçişleri Bakanı, üstelik Yerlikaya (!) bu yabanıl girişime ne diyor belli değil. Sessiz ve duyarsız. Kimseler de şaşırmadı!
Haa, ne mi olur? EGM'de bir bekçi bulurlar, bu karanlık ve sefil girişimi de o garibin başına yıkarlar.
Hep böyle olmadı mı?
HIRLAMALAR...
Ulusal Bayramlarda zevat-ı kiram Anıtkabir'e ziyarette bulunur.
Hastalık başa bela olmamışsa Memleketi idare edenler de saflarda yerlerini alırlar.
Yıllardır olduğu gibi bir kısım başıbozuk tayfası otobüslere doldurulup kendileri için itina ile ayrılan ve korunmalı özel bölgeye getirilirler. Onların görevi törene katılmak, saygı duruşu falan değil.
Bu güruh, Anıtkabir'de bağırır çağırır, slogan atar ve bu özel görevleri bitince "geldikleri gibi giderler."
Görev eda edilmiş, Anıtkabrin o bölümü de kirletilmiştir!
Tüm uyarılara karşın bu korsan gösteriler ne hikmetse hep yinelenir ve bir türlü buna önlem alınamaz. Sanki emir yüksek yerden.
Oysa, Ankara'nın en yüksek yeri Mustafa Kemal Atatürk'ün yattığı Anıtkabir'dir.
Birini çok seviyorsanız gidin evinin önünde bağırın, sıkıysa!
10 KASIM TATİLİ...
Pek karışık yöntemlerle prof. yapılan MEB'in başındaki Tekin (!)'in açıkladığı takvime göre yeni eğitim öğretim yılında 10 Kasım'da OKULLAR TATİL!
Şaka gibi...
Her şey bir plana göre tıkır tıkır işliyor. Amaç, Mustafa Kemal ATATÜRK'ü unutturmak!
Peki, ne oluyor?
Bunu yapmaya çalışan münafıklara her seferinde yurttaşlar şamar üstüne şamar vuruyor. Yüzbinler, milyonlar ellerinde Bayraklar, kucaklarında bebeler... kadınlı erkekli, yaşlısı genci Anıtkabre koşuyor. Evlerini, isyerlerini Bayrak ve Atamızın posterleriyle donatıyor.
Bu güruh içinden aklı başında olanlar çıkabilir. Onlara sormak mümkün olsa; " Nedir bu Atatürk düşmanlığı? Mustafa Kemal ne yaptı da bu kin, bu nefret, bu cehalet oluştu sizde?" desek, ne derler acaba?
Biz, onların vereceği yanıtı çok iyi biliyoruz, daaa... Onların diyeceği ne olaki...
İşaret alıyorlar mutlaka bir yerlerden, buna "ilham" da diyebilirsiniz. Gaipten gelen sesler de onları biraraya cem ediyor olabilir ha!
Memlekette ÖZGÜRLÜK diye bağırmak, SUÇ.
Memlekette MUSTAFA KEMAL'İN ASKERLERIYİZ diye bağırmak, SUÇ.
Cezaevleri tıkabasa, yatacak yer yok. Hukuk, adalet neredeyse onyargılı görev yapıyor.
Hak aramak, adalet istemek ne mümkün. Bütün izler birbirine karışmış; bir keşmekeşlik, bir kokuşmuşluk almış başını gidiyor.
Sözünü ettiğimiz o güruha istediği gibi yaşama, bağırma çağırma, nefret edebilme hakkını onlara bahşeden, Cumhuriyeti kuran Mustafa Kemal Atatürk'ten bir tuğla bile sökemeyenlere;
KUDURSANIZ DA, CUMHURİYET VE ATATÜRK, DÜNYA DURDUKÇA VAR OLACAKTIR.
Çünkü, MUSTAFA KEMAL'in ASKERLERİ VAR...
ŞİİRCE
Bütün gözler
Aynı ocakta,
Bütün dudaklar
Aynı üfler, daim...
Gözü bağlı,
Aklı kundakta beleli.
Maviyi görmemiş
Dünyaya geleli.
Öz.
KısaCUK
Memlekette
durumokrasi var!
Öz.