Denizli Barosu Kent ve Çevre Hukuku Komisyonu, Türkiye Büyük Millet Meclisi’nde (TBMM) görüşülen ve zeytinliklerin madencilik faaliyetlerine açılmasını öngören torba kanun teklifine tepki gösterdi. TBMM Sanayi, Ticaret, Enerji, Tabii Kaynaklar, Bilgi ve Teknoloji Komisyonu’nda gergin geçen ve kavgaların damga vurduğu sürecin ardından kabul edilen “Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi”ne tepki açıklamasını komisyon adına Av. Egecan Ormancı yaptı.
KAVGALI KOMİSYON GÖRÜŞMELERİ
Görüşmelerine katılan Türkiye Barolar Birliği (TBB) Çevre ve Kent Hukuku Komisyonu üyeleri ile bazı sivil toplum kuruluşu temsilcilerine fiziki müdahalede bulunulduğunu ifade eden Ormancı, “TBMM Komisyon görüşmelerine, TBB Çevre ve Kent Hukuku Komisyonu adına katılan bazı meslektaşlarımıza, görüşlerini açıklamak isteyen birçok sivil toplum kuruluşu temsilcisine ve vatandaşlara karşı fiziki müdahalede bulunulmuş, bazı arkadaşlarımıza kaba kuvvet uygulanmıştır. Buna rağmen, 20 Haziran günü komisyonda yasanın tümüyle hukuka aykırılığı ile ilgili görüşlerimizi sunmuş olsak da, tüm Anadolu coğrafyasının maden şirketlerinin sahası olmasına yol açabilecek teklif komisyonda kabul edilmiştir” dedi.
ZEYTİNLİKLER VE DOĞAL ALANLAR TEHDİT ALTINDA
Kanun teklifinin, zeytinlikler, ormanlar, meralar, tarım arazileri ve korunan doğal alanların madencilik ve enerji projelerine açılmasını kolaylaştıracağını dile getiren Ormancı, 2004 yılından bu yana söz konusu alanların madencilik faaliyetlerine açık olduğu belirtti. Yeni düzenlemeyle Çevresel Etki Değerlendirmesi (ÇED) süreçlerinin kısaltılmasının, hatta fiilen devre dışı bırakılması öngörüldüğünü ifade eden Ormancı, “Teklif, Anayasa’nın çevrenin korunmasına ilişkin 56. maddesi ve devlet ormanlarını koruma yükümünü düzenleyen 169. maddesiyle çelişiyor. Zeytincilik Kanunu son 22 yılda 10 kez değiştirilmeye çalışılmış, bu torba kanunla bir kez daha delinmek istenmektedir” dedi.
KAMU YARARI YERİNE ŞİRKET ÇIKARLARI
Kanun teklifinin kamu yararını değil, bir avuç şirketin çıkarlarını gözettiğini öne süren Ormancı, teklifin, Maden Kanunu, Zeytincilik Kanunu, Mera Kanunu, Orman Kanunu ve Çevre Kanunu’nun ilgili maddelerini etkisiz hale getireceği vurguladı.
Av. Egecan Ormancı, “Bu kanun teklifinde insan yok, çiftçi yok, tarım yok, doğal hayat ve yaban hayatı yok, ekosistem yok, sürdürülebilirlik yok. Kısa vadede sadece maden ve enerji şirketlerinin çıkarı var. Zeytinliklerin madenciliğe açılması, ormanlarda izin mekanizmalarının gevşetilmesi ve meraların enerji projelerine feda edilmesi gibi düzenlemeler uzun vadeli kamu yararına aykırıdır” diye konuştu.
ACELE KAMULAŞTIRMA TEHDİDİ
Teklifin en tartışmalı yönlerinden birinin, stratejik veya kritik madenler için acele kamulaştırma yolunu açması olduğunu vurgulayan Ormancı, “Bu düzenleme, köylülerin ve arazi sahiplerinin mülkiyet haklarını ciddi şekilde tehdit ediyor. Bir anda Cumhurbaşkanı kararıyla veya kurul kararıyla köydeki meranızın, tarlanızın elinizden alındığını görebilirsiniz. Bu, mülkiyet hakkı ve adil yargılanma hakkı açısından kabul edilemez. Acele kamulaştırmanın yargısal denetime tabi olmaksızın uygulanması, sosyal dokunun bozulmasına ve köylülerin tarım arazilerinin ellerinden alınmasına yol açacaktır” dedi.
“SÜPER İZİN KURULU” TARTIŞMASI
Kanun teklifinin, Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı bünyesinde “Üstün Kamu Yararı Kurulu” oluşturulmasını öngördüğünü kaydeden Ormancı, “Bu kurul, stratejik maden ve enerji projelerinde izin süreçlerini hızlandırmak adına diğer kurumların yetkilerini bypass etme yetkisine sahip olacak. Kurul, ilgili kurumlar izin vermezse devreye girerek madencilik lehine nihai kararı alabilecek. Bu, korunan alanların statülerini fiilen zayıflatacak. Milli parklar, SİT alanları ve sulak alanlar gibi koruma statüsündeki bölgelerde madencilik faaliyetlerinin kolaylaştırılması, çevresel koruma standartlarını geriye götürecektir” diye konuştu.
ÇAĞRI: MÜCADELEYE DEVAM
Denizli Barosu Kent ve Çevre Hukuku Komisyonu adına açıklama yapan Ormancı, kanun teklifinin TBMM Genel Kurulu’ndan geçmemesi için meslektaşlarını, meslek örgütlerini, sivil toplum kuruluşlarını, vatandaşları ve siyasi partileri ortak mücadele etmeye çağırdı.
Ormancı, “Bu topraklar, bir avuç şirkete değil, tüm yurttaşlara ve gelecek kuşaklara aittir. Çevresel değerlerin korunması herkesin ortak sorumluluğudur. Teklifin yasalaşması halinde, ormanlardan zeytinliklere, meralardan korunan alanlara kadar birçok doğal ve tarımsal değer madencilik ve enerji projelerine feda edilecektir” dedi. HABER MERKEZİ