Bu topraklarda yetişmiş nice kadın var, güçlü, mücadeleci, “gelecek güzel günlere inanmış” ve onun için yaptıkları, yapmayı göze alacakları, öyle her babayiğidin kolayca göze alabileceği şeyler olmayan…
Bir gece vakti takıldım onun hayat hikayesine. Ve halen içinden çıkamadım.
Buldan’lı Şirin.
Şirin YAZICIOĞLU CEMGİL…
Şirin sadece Buldan’ın bir kadını değil, aynı zamanda bir dönemin idealist, mücadeleci ve özgürlükçü gençliğinin parçası olarak tarih sahnesine çıkmış biri. Onun yaşamı, sadece kişisel başarı hikayesi değil, toplumsal değişim için verilen mücadelenin, toplumsal bir değişim arzusunun yansımasıdır.
1968,dünya çapında gençlerin sokağa döküldüğü, ezber bozan fikirlerin yükseldiği ve toplumsal değişimin zirveye ulaştığı bir yıldı. Kısaca 68 ruhu.
Tüm dünyada gençler savaş karşıtı, özgürlük ve eşitlik talepleri ile hareket ederken, bu dönemin Türkiye’deki yansımaları da çok güçlü oldu.
Şirin, “Daha iyi bir dünya” için verilen mücadelede sadece kendi ideallerini savunmakla kalmayıp, bir kadın olarak toplumsal düzende hak ettiği yerin mücadelesini verdi. Şirin hayatı boyunca toplumsal dayanışmayı, mücadele ruhunu ve eşitliği savundu.
Şirin 1960’ların devrimci öğrenci kızlarından biriydi; ama güçlü, korkusuz, güvenilir olanlarından biri... Ayaklarını yere sağlam basıyordu. Kendine güveni kuşkusuzdu ve tehditler karşısında gözünü bile kırpmayacağı apaçıktı.
Canlı, üretken, enerjik, eleştirel, sorgulayan, kendisine sürekli yeni katlar döşemeye çabalayan devrimci bir kadındır Şirin. Aynı zamanda iyi bir iş kadını, hukukçudur.
Şirin Cemgil, 68 kuşağının öncü tarihsel özneleşmiş kadınlarından biriydi.
Boncuklu gelin türküsünü çok severdi ve güzel söylerdi. Dinleyen bir daha dinlemek isterdi. Nasılsın ya da n’aber diye soranlara ise;iki pul bir ilmühaber derdi. Bateri çalardı.
31 mayıs 1971 tarihinde İlk ve tek aşkı, oğlu Taylan Cemgil ’in babası Sinan Cemgil’ in ölümünden sonra mücadeleye devam etme kararı aldı ve defterine şunları yazdı;
“Yolunu seç. Zayıf olup boşluğa mı varmak istersin, yoksa gayretli olup gerçek mutluluğa mı? önemli olan amaca ulaşmak değil, amacını seçip ona doğru yol almaktır. Şirin”
27 yıl vatanından sevdiklerinden uzakta yaşamak zorunda kaldı. Böyle yaşadı ve böyle öldü. Kendisi olarak vardı, bir kadın olarak vardı.
Ezcümle;
Kadınlar devrimcidir, yenilikçidir, reformisttir, ilericidir.
Ve Şirin, bugünün kadınlarına, her koşulda kendisi olarak var olabilen bir kadın duruşunu miras bıraktı.
Gezin. Onun doğduğu yaşadığı Buldan Yazıcıoğlu konağını ,unutulmaz bir yaşam öyküsüne tanıklık etmek için gezmeyi ve onu tanımak için aşık olduğu kişiyi, Sinan Cemgil’i anlatan Sinan’ça kitabını okumayı unutmayın.
Şirin, ışıklar içinde yat.
Hoşçakalın, iyilikle kalın…