Gündem

MÜCADELEYE DEVAM

Büyük Menderes İnisiyatifi, maden ocakları, kömür sahaları ve elektrik santrallerine karşı yıllardır direnen köylüler bir araya geldi. Acıpayam, Çal, Çivril, Tavas ve Sarayköy ilçelerinden gelen köylüler, çevre tahribatlarına karşı yaşadıkları deneyimleri paylaştı, mücadele çağrısı yaptı.

Denizli Barosu Hizmet Binası’nda gerçekleştirilen Büyük Menderes İnisiyatifi toplantısı, Büyük Menderes Çevre ve Ekoloji Derneği Başkanı Şenol Akyol’un konuşmasıyla başladı. Akyol, mücadelelerinin doğayı koruma ve yaşamı savunma odaklı olduğunu belirterek, “Büyük Menderes Nehrindeki kirliliğe dikkat çekmek için çıktığımız yolda yıllarca mücadele verdik. Bir keresinde Çal’da geleneksel dereden koyun atlatma etkinliğine gitmiştik. Mikrofon uzatan muhabir ‘Aman abi siyasi konuşma yapma’ uyarısında bulundu. Ben de derenin kuruduğunu görünce mikrofona, ‘Biz Büyük Menderes’deki kirlilik son bulsun istiyorduk. Gördük ki nehir kurumuş. Dolayısıyla nehir kuruduğu için kirlilik sorunu da ortadan kalkmış oldu, yetkililere teşekkür ediyoruz’ demiştim. Bunu bile yayınlamadılar” dedi. Akyol, medya sansürünün de mücadeledeki zorluklardan biri olduğunu ifade etti.

TAŞ OCAKLARINA KARŞI KÖYLÜ DİRENİŞİ

Tavas Gümüşdere’de taş ocaklarına karşı mücadele yürüten Hıdır Öğünç, toplantıda köylüleri örgütleme sürecindeki engelleri anlattı. Köylülerin kendisine karşı kışkırtıldığını belirten Öğünç, fiziki saldırılara ve terör suçlamasıyla yargılanmaya maruz kaldığını dile getirdi. Öğünç, “Taş ocaklarına karşı mücadele eden zaman zaman köylüyle karşı karşıya geldik. Fiziki saldırıya maruz kaldık. Terörden yargılandım. Sanki bireysel bir sorunmuş gibi bana karşı propaganda yaptılar köyde” dedi.

Dernek avukatlarından Yağmur Yalçın, köylülerle birlikte yürütülen davalarda kazanımlar elde edildiğini, ancak bunun yeterli olmadığını belirtti. Yalçın, Süper İzin yasasının iptali için çalışmaların sürdürülmesi gerektiğini ifade ederek, “Evet kazandık ama yetmez. Birliğimizi de mücadeleyi de büyütmeliyiz. Süper İzin yasası var biliyorsunuz. Onu da iptal ettirmek için mücadeleyi sürdürmeliyiz” diye konuştu.

AVDAN KÖYÜ’NÜN TERMİK SANTRAL DİRENİŞİ

Tavas Avdan’dan katılan 76 yaşındaki Hatice Kocalar, üç şirket görevlisini dövdüğü iddiasıyla yargılandığı süreci ve kazanımlarını paylaştı. Verimli toprakların tahrip edildiğini anlatan ve dayanışma çağrısı yapan Kocalar, “Başımızdan geçen hainliği bildirmek için geldim buraya. Biz hiçbir gün huzur bulmadık. Çocuklarımız bari huzur bulsun. Herkes birlik beraber olsun. Bizim başımızdan geçmedik şey kalmadı. Verimli topraklarımızı çöle döndürdüler. Avdan köyünü mesken diktiler. Atamızın dediği gibi geldikleri gibi gittiler. Hak, hukuk, adalet. Birlik olduk mücadele ettik kazandık. Deniz buz tutmaz” dedi.

HES PROJESİNE KARŞI ÇED RAPORU ELEŞTİRİSİ

Acıpayam Alcı’dan İlhan Ergen, Hidroelektrik Santrali (HES) projesine karşı verdikleri mücadeleyi detaylandırdı. Çevresel Etki Değerlendirme (ÇED) dosyasındaki usulsüzlüklere dikkat çeken Ergen, su kaynaklarının yetersizliğini vurguladı. Ergen, “İlk sayfalar okunur gerisi dikkat çekmez diye ilk sayfalara düzgünce yazmışlar. 800’üncü sayfalara doğru baraj yüksekliği iki katına çıkıyor. Artvin’deki derenin kollarını Dalaman Çayı’nın kolları gibi yazmışlar. Su zaten köyümüze yetmiyor. Bir de HES yaparak bizi köyümüzden edecekler. Şirkete dava açtık kazandık. Bu kez karşımıza kamulaştırma çıktı. Ona da dava açtık. Doğamızı, toprağımızı korumak için mücadeleyi sonuna kadar sürdüreceğiz” diye konuştu.

TMMOB’DEN RANATA TALANA KARŞI DAYANIŞMA ÇAĞRISI

TMMOB MYK üyesi Mimar Arif Balkanay, oda olarak ranta ve talana karşı kamu yararı odaklı mücadele yürüttüklerini ifade etti. İliç Katliamı’nda sahadaki çalışmaları anımsatan Balkanay, Muğla’daki mitingdeki birleşik ruhun Denizli’ye taşınması gerektiğini söyledi. Balkanay, çevre örgütleri ve köylülerle ortaklaşa hareket edilmesinin önemini vurgulayarak, Denizli’deki talanlara karşı geniş bir mücadele ağı oluşturulmasını önerdi. HABER MERKEZİ