İlanen duyurulur:
“Belediyemiz tarafından orman içlerine bırakılan tankerler, orman yangını ihtimaline önlem için konmuş olup, halkımızın evlerine götürmemeleri önemle rica olunur.”
Olay, orman bakımından Türkiye’nin sayılı bölgelerinden birinde yaşanıyor. Belediye kısıtlı imkanlarını seferber edip, olası yangınları önleyebilmek için belli alanlara su dolu tankerler yerleştiriyor. Kendini uyanık sanan hırsız halk mensupları, geceleyin tankerleri aldıkları gibi evlerine gidiyorlar.
O tankerler zaten senin vergilerinle ve senin ormanlarını korumak için kondu. İnsan kendini soyar mı? İnsan kendi evini yağmalar mı? İnsan kendine düşmanlık eder mi?
Nerede başladı, nerelere evirildi?
Nerede başladığını bilmiyorum. İslam öncesi yazılı olmayan Türk Töresinde de benzeri olaylar yaşanırmış ve törenin kestiği ceza öyle etkileyici olurmuş ki: kimse ahlaka aykırı davranışlarda bulunmaya cesaret edemezmiş. Zaman içinde yozlaşma nasıl başladı ancak tahmin edebilirim. Baskıcı rejimler, haksızlığa kapanan gözler, adalet terazisinin bozulması, halk içinde de yozlaşmaya, kültürel erozyona sebep olmuştur. Şunu biliyorum ki günümüzdeki kadar korkunç durumlara hiç düşülmemişti.
Hayrat soygunları
Hırsızlık eskiden de vardı elbet. Hayrat çeşmelerinin, zincirle korunan demir taslarını çok iyi hatırlıyorum. Fakat demir makası icat oldu, demir tas kayboldu. Önce taslar kayboldu, camide ayakkabılar çalındı, ardından hayratların musluk başları çalındı. Muhtemelen üniversitelerdeki tez intihalleri de aynı tarihlere denk geliyordur. Eh ayak takımı çalarken, ayak takımının kazara liseyi bitirmiş veledi üniversitede aynı genin sorumluluğunu yerine getirmesin mi?
Hayrattan devlete
Tabiidir ki küçük çaplı hırsızlık ceza görmedikçe bunun bir üst basamağı olacaktır. Doğal olarak kariyer yapacaklar; dede çeşmedeki tası çalmışsa, oğlu camideki amcaların ayakkabılarını yürütecek. Torunsa işi büyütüp bir kaç gömlek yukarı çıkacak; rüşveti öğrenecek, dolandırıcılığı deneyecek, devlet teşkilatlarına sızacaktır.
Bir bakmışsın memleket çalınmış!
Hırsızlık bulaşıcı mı bilmem ama devlet teşkilatında sırt sırta vermek zorunda olduğun ortamlarda çevren topluca soygun yapmaya karar vermişse yahut orada işler rüşvetle dönüyorsa ve sen onların arasındaysan, istediğin kadar dürüst ol. Ya göz yummak zorundasındır ya da ortak olmak. Babam derdi ki; üniversiteden pırıl pırıl mezun olan çocuklar, sisteme girdiklerinde kirlenip yozlaşıyorlar.
Acaba diyorum, şimdilerde tüm kirliler topluca sistemi mi çalıyorlar? Sistemden kast ettiğim memleket!
İlginç olan, memleket, kendini soyuyor.
Pes!