Yüzyıllar boyu bölgeye can veren Çürüksu, önlenemeyen kirlilik nedeniyle zengin tarım arazilerinin de katili olmaya devam ediyor. Çevre sakinleri, bu su ile büyüyen sebze ve meyvelerin zehir saçtığını, bölgede birçok insanın sağlık sorunları yaşadığını ifade ederek, ilgilileri göreve çağırıyor.
Kentin en önemli su kaynaklarından biri olan Çürüksu Çayı, yıllardır kirliliğin pençesinde. Bölge halkının yaşanan kirliliğe isyanı uzun yıllardır sürse de kalıcı bir çözüm bulunabilmiş değil.
Çürüksu’nun kirliliğinden en fazla etkilenen kesim ise Korucuk Mahallesi sakinleri. Kirliliğin hat safhaya ulaştığı, renginin çok uzun yıllardır beyaza dönmediği Çürüksu ile ilgili ciddi kaygıları olduğunu belirten mahalle muhtarı Erdal Alaş ile vatandaşlar, tepkilerini sert ifadelerle dile getirdi.
Çürüksü Çayı’nın uzun yıllardır Büyük Menderes’in en önemli kaynaklarından biri olarak aktığını belirten mahalle muhtarı Erdal Alaş, nehirdeki kirliliğin dayanılacak seviyeyi çoktan aştığını dile getirdi.
Nehirdeki atık sulardan kaynaklı olarak çok keskin bir kokunun çevreye yayıldığını belirten Muhtar Alaş, nefes almakta bile güçlük çektiklerini ifade etti. Muhtar Alaş, “Mahalle sakinleri koku nedeniyle yaz dönemlerinde evlerinin kapı ve penceresini açamaz hale geliyor. Nehrin yanında yürümek bile imkansız durumda. Daha da kötüsü, bazı çiftçiler bu su ile ürünlerini suluyor. Sağlık sorunu yalnızca yakında yaşayanları değil, bu ürünleri tüketenleri de etkiliyor” dedi.
“HALKIN SAĞLIĞINI KORUMAK ÖNCELİKLİ GÖREV OLMALI”
Çürüksu’nun mevcut haliyle ciddi sağlık sorunlarına yol açtığını öne süren Muhtar Alaş, kendisinin de astım hastası olduğunu ve bölgede yaşayan insanların büyük bölümünde sağlık sorunları ortaya çıktığını kaydetti.
Muhtar Alaş, “Halkın sağlığını korumak öncelikli görev olmalı diye düşünüyoruz. Mahallede yaşayan herkes şikayetçi, ancak bir sonuç alınamıyor. Defalarca konuyu gündeme taşıdık, şikayet ettik, haberler ve yazı dizileri yapıldı, ne yazık ki bir sonuç elde edilemedi” dedi.
Mahalle sakinlerinden Mustafa Coşkun ise Türkiye’de çevreyi ve suyu kirletenlerin cezalandırılmadığını öne sürdü. Kanun gereği arıtılmadan atık suların çevreye salınmasının suç olduğunu belirten Coşkun, “Yaşadığımız durum tam anlamıyla cezasızlığın bir ürünüdür. Turistik bir bölge olmasına rağmen bu soruna el atan, denetim yapan, kontrolsüz atık boşaltan tesisleri denetleyen yok. Başka ülkede olsa bunu yapanlar aynı gün tutuklanır” diyerek tepkisini dile getirdi.
Mahalle sakinlerinden Hüseyin Bağ ise, atık suların kimsenin görmemesi için gece boşaltıldığını öne sürdü. Bağ, “Nehre sular genellikle gece 24.00’ten sonra boşaltılıyor. Kanuna göre, arıtmadan çıkmadan atıkların çevreye salınması yasak. Ancak, kimse yasaklara aldırmıyor, halk sağlığını hiçe saylıyor. Yaşadıklarımızdan artık bıktık. Bu kokunun içinde yaşamaya mecbur edildik” dedi.
Mahalle sakinlerinden Veli Öztürk de nehrin dünü ve bugünü arasında dikkat çeken kıyaslamalar yaptı. Suyu içilen bir nehirden, canlının yaşamadığı bir nehire uzanan yolun çok da uzun olmadığını belirten Öztürk, “Bu nehirde balıklar yüzer, çevre sakinleri yakalayıp yerdi. Şimdi, tek bir canlı yaşamıyor. Kirlilik böyle devam ederse, suyun içi gibi çevresinde de hiçbir canlı yaşamayacak” dedi.