Denizli Kadın Dayanışma Komiteleri, 19 yaşındaki Ayşenur Halil ve İkbal Uzuner’in katledilmesinin birinci yılında Denizli’de bir araya geldi. Etkinliğe Denizli’deki kadınlar da destek verdi.

Kadın Dayanışma Komiteleri adına konuşan Beste Begüm Yiğit, 4 Ekim 2024’ten 1 Ekim 2025’e kadar geçen 362 günde 472 kadın cinayetinin işlendiğini belirterek, “362 günde öldürülen 472 kadın. Sayıyı söylerken bile boğazımız düğümleniyor öfkemiz perçinleniyor” dedi.

Bu sayıya şüpheli ölümler, iş cinayetleri ve meslek hastalıklarından kaynaklı ölümlerin dahil edilmediğini belirten Yiğit, ülke genelinde her gün en az bir kadın cinayetinin gerçekleştiğini vurguladı, bu verilerin kadınların günlük yaşamındaki riskleri açıkça ortaya koyduğunu vurguladı.

Ayşenur ve İkbal’in cinayetlerinde tek sorumlu olarak katili göstermenin yetersiz kaldığını belirten Yiğit, “İlk cinayeti işledikten sonra katil emniyeti arayarak cinayeti işlediği konumu ihbar etti ve elini kolunu sallayarak ikinci cinayeti işlemeye gitti. Şimdi soruyorum size aradan geçen üç saatte kendini ihbar etmiş bir katili bulmayıp İkbal’in de öldürülmesine zemin hazırlayanlar bu cinayetin ortağı değil midir” diye konuştu.

Ayşenur ve İkbal’in acısının tazeyken yeni kadın cinayetlerinin yaşandığına dikkat çeken Yiğit, “Daha iki genç kızımızın öldürülmesinin acısını yaşarken biz, gencecik kızlarımızı öldürmeye devam ettiler. Boğaziçi Üniversitesi kampüsünde 15 yaşında bir genç kız ruhsatsız silahla öldürüldü. Aradan iki gün geçmedi Mersin’de 16 yaşında bir genç kız yine ruhsatsız silahla öldürüldü” dedi.

Samsun’da Emine Akpınar, Ankara’da Müesser Becerir ve İstanbul’da Bahar Aksu’nun da silahla öldürüldüğünü hatırlatan Yiğit, bu olayların kadınların çeşitli bahanelerle hedef alındığını gösterdiğini belirtti.

Yiğit, 2024 yılında öldürülen kadınların yüzde 57’sinin ateşli silahlarla katledildiğini vurguladı. Bu silahların temin edilme yollarını sorgulayan Yiğit, ruhsatsız silahlanmanın kadın cinayetlerini artıran bir faktör olduğunu ifade etti.

Yiğit, “Bugün burada bir araya gelen herkesin ortak duygusu öfke, bunu biliyoruz. Artık cenaze kaldırmak, anma yapmak istemiyoruz dediğimiz için buradayız ve bunu söyleyen tüm kadınlara sesleniyoruz: Yas tutmayacak, sessiz anmalar ve taziyelerle yetinmeyeceğiz” dedi. HABER MERKEZİ