İYİ Parti Genel Başkan Yardımcısı Ahmet Kamil Erozan, Denizli Milletvekili Yasin Öztürk Genel Başkan Başdanışmanı Sedat Kılınç, GİK Üyesi Furkan Tuna, Kurucular Kurulu Üyesi N. Aspay Şener ve İl Başkanı Süleyman Semerci, ilk olarak Denizli Valisi Ömer Faruk Coşkun’u ziyaret etti. Vali Coşkun ile kente ilişkin görüş alışverişinde bulunan İYİ Parti Heyeti, daha sonra Denizli Sanayi Odası, Denizli Ticaret Odası ve Denizli Barosu’nu ziyaret etti, güncel sorunlar ve çözümleri üzerine görüş alışverişinde bulundu.

Denizli Gazeteciler Cemiyeti’nde düzenlenen basın toplantısında, İYİ Parti Genel Başkan Yardımcısı Ahmet Kamil Erozan, Denizli Milletvekili Yasin Öztürk, Genel Başkan Başdanışmanı Sedat Kılınç ve İl Başkanı Süleyman Semerci, son gelişmeleri değerlendirdi.

502-3BASIN MENSUPLARI İLE BULUŞTULAR

İYİ Parti heyeti, ziyaretlerin ardından Denizli Gazeteciler Cemiyeti’nde basın mensupları ile buluştu. İYİ Parti Genel Başkan Yardımcısı Ahmet Kamil Erozan, yaz tatili döneminde siyaseti Anadolu’ya taşıyarak değerlendirmek istediklerini belirtti.

Erozan, “Bu çabalarımızın arkasında hem bölgedeki gelişmeleri değerlendirmek hem de vatandaşların sıkıntılarını dinlemek var. Denizli’de Ticaret Odası ile Sanayi Odasını ziyaret ettik. Denizli Barosuna da ziyaret gerçekleştireceğiz. Sorunları teşhis etmek ve bunların çözümüne ilişkin projeleri geliştirmek üzere buradayız” dedi.

501-3

İYİ Parti Denizli Milletvekili Yasin Öztürk, Türkiye genelinde 77 ilde parti heyetlerinin sahada olduğunu belirterek, “Şu anda dört günlük bir süreçte Türkiye’nin nabzını tutmaya çalışıyoruz. TBMM’de kurulan Milli Dayanışma, Kardeşlik ve Demokrasi Komisyonu ile ilgili açıklamalar yaptık. Bir yandan da genel sorunlarla ilgili durum tespiti yapıyoruz. Genç nüfusuyla, zengin doğal kaynaklarıyla, bereketli tarım topraklarıyla, köklü tarihiyle ve coğrafi konumuyla dünyanın en avantajlı ülkelerinden biri olan Türkiye, derin bir yönetim krizi içinde. Asya ve Avrupa kıtalarının kesişiminde, enerji yollarının kavşağında olan Türkiye, doğru politikalarla yükselmesi gereken bir güçken, yıllardır yürütülen yanlış yönetim yüzünden sürekli geriye gidiyor” dedi.

Ekonomik sorunlara işaret eden Öztürk, “Bugün Türkiye’deki en büyük sorun, iktidarın beceriksizliği ve ülkenin potansiyelini heba eden bir AK Parti yönetimi. Türkiye’nin ekonomisi kağıt üzerinde büyüyor gibi gösteriliyor ama sokaktaki vatandaş her geçen gün yoksullaşmaya devam ediyor. AK Parti iktidarı, 23 yıldır ekonomiyi inşaat ve rant ekonomisi üzerinden kurguladı. Üretim yerine betona, teknoloji yerine ithalata bel bağladı ve bugün milyonlarca insan enflasyonun altında eziliyor, asgari ücret açlık sınırının altında kalıyor, işsizlik özellikle gençlerde çığ gibi büyümekte. İhracat yapıyoruz diyorlar ama katma değer yok. İthalatı artıran bir üretim modeli anlayışının ötesine geçemiyoruz. Ekonomi, birkaç yandaş müteahhidi zengin ederken geniş toplum kesimlerini her geçen gün yoksulluğa mahkum ediyor. AK Parti’nin tarım politikası çiftçiyi üretimden koparmış durumda, köyler boşaltılmış, şehre yoğunlaşmış durumdayız. Mazot, gübre, ilaç fiyatları gibi çiftçinin girdi maliyetleri bel büküyor ve ithalat lobileri her geçen gün güçlenmiş durumda. Bir zamanlar kendi kendine yeten bir tarım ülkesi olan ülkemiz, bugün somonu bile ithal eder vaziyete geldi. Köylü toprağını ekemeyecek durumda, hayvancılık neredeyse bitme noktasında” diye konuştu.

500-4MİLLİ DAYANIŞMA KOMİSYONU ELEŞTİRİSİ

TBMM’de kurulan Milli Dayanışma, Kardeşlik ve Demokrasi Komisyonu’na da değinen Öztürk, “Terörsüz Türkiye, ikinci çözüm süreci, ikinci ihanet sürecidir. Terörsüz Türkiye, PKK’nın ve İmralı’daki DEM Parti’nin Cumhur koalisyonuna ortak olması, İmralı canisini rehber edinmek, onun yol haritasını uygulamaktır. TBMM’yi bu büyük ihanetin çamuruyla kirletme çabası, İmralı canisi Apo’nun 2013 yılında açıkladığı yol haritasının birebir aynısıdır. Süreç, mazisi 20 yılı aşan Büyük Ortadoğu Projesini yeniden canlandırma sürecidir” diye konuştu.

Öztürk, Abdullah Öcalan’ın 2013’teki açıklamalarına atıfta bulunarak, “Öcalan, ‘Komisyonlar kurulacak, çekilirsek gerilla biter görüşüne katılmıyorum, çekildiğimiz alanda gerillayı daha da büyüteceğiz, bunun devamında Suriye var, İran var’ demişti. Bu süreç, tüm silahlı gücünü Suriye’deki paralel örgütüne taşıyan PKK’nın makyaj ve imaj değiştirmesidir. Bugün silah bıraktığı söylenen PKK’nın, Türkiye’nin güneyinde, Suriye’de sayısı 100 bine ulaşan YPG’si var. YPG, düzenli orduya ve devletleşmeye doğru gitmektedir. Bu, İmralı tutanaklarında Öcalan tarafından 2013’te söylenmiştir ve devletin yetkilileri bunu görmemektedir. Süreç, Öcalan’ı Kürtlerin temsilcisi ilan etmek, bebek canisinden barış güvercini çıkarma sürecidir. Bu, Kürtlere yapılmış en büyük hakaretlerden biridir. Terör örgütü, en büyük mezalimi doğudaki Kürt vatandaşlarımıza yapmıştır. İhanet süreci, ölümü gösterip sıtmaya razı eden bir siyasal ajandanın ürünüdür. Bizler İYİ Parti olarak, sonra yaşayacağımız acıları yaşamayalım diye ilk günden itibaren Türk milletine sonucu söylüyoruz. Bu işin sonucu, Türkiye Cumhuriyeti’nin bölünmez bütünlüğünü yok etmektir. Terörsüz Türkiye adlı ihanet projesi, Türk milletinin ısrarla çözülemeyen sorunlarını iktidarın ‘Ben çözmeyeceğim, boşa beklemeyin’ demesidir” dedi. HABER MERKEZİ