Yeni adli yılın başlaması dolayısıyla Denizli Valiliği önünde tören düzenlendi. Protokol üyeleri ile adli ve idari yargı mensuplarının ve avukatların katıldığı törende konuşan Denizli Barosu Başkanı Ufuk Kök, hukuk devletinin ancak bağımsız bir yargı ve özgür bir savunma makamıyla var olabileceğini vurgulayarak, “Mesleğimizi icra ettiğimiz yargı sisteminde hukuka güven alarm vermektedir” dedi.

536268496 10235998690440184 1469903851201943117 N

Adli yıl açılışı nedeniyle Pamukkale Kaymakamlığı önünde tören düzenlendi. Törene Denizli Büyükşehir Belediye Başkanı Bülent Nuri Çavuşoğlu, Merkezefendi Belediye Başkanı Şeniz Doğan, Pamukkale Belediye Başkan Yardımcısı Uğur Çizmecioğlu, Denizli Barosu Başkanı Ufuk Kök, adli ve idari yargı mensupları ile avukatlar katıldı.

Denizli Cumhuriyet Başsavcı Vekili Gültekin Bülbül ve Denizli Barosu Başkanı Ufuk Kök’ün Atatürk Anıtı’na çelenk sunmalarının ardından saygı duruşunda bulunuldu, İstiklal Marşı söylendi.

“GECİKEN ADALET, ADİL SONUÇLAR DOĞURMAZ”

Adli yıl açılış töreninde konuşan Denizli Cumhuriyet Başsavcı Vekili Gültekin Bülbül, kişilerin hak ve özgürlüklerinin güvencesi, aynı zamanda toplumun en önemli ihtiyaç ve beklentisinin adalet olduğunu belirtti.

Adaletin tecellisi noktasında çalışmanın tek görevleri olduğunu belirten Bülbül, “Milletimizin bize emanet ettiği bu onurlu ve kutsal görevi anayasaya ve kanunlara bağlı olarak tarafsızlık içinde ve vicdanımızın sesine kulak vererek sürdürmek zorundayız. Yeni adlı yılda da geciken adaletin adil sonuçlar doğurmayacağı bilinciyle yargısal süreçlerin etkin ve hızlı bir şekilde ifası hususunda gerekli hassasiyeti gösterecek, yargının daha hızlı ve erişilebilir olmasına katkı sağlayacak ve adalet hizmetlerini vatandaşımıza gecikmeksizin ulaştırmanın gayreti içinde olacağız” dedi.

Yargıya olan güveni daha ileri seviyelere taşımanın önemle üzerinde durdukları konuların başında geldiğini dile getiren Bülbül, “Yargıya güveni tesis etmek, yargısal süreçlerin hızlı işletilmesi ve adaletin gecikmeden tecelli etmesi ile mümkündür. Bu amaçla adli konularda uzmanlaşmanın önemi dikkate alınarak son yıllarda ihtisas mahkemelerinin sayısı artırılmış, Cumhuriyet başsavcılığımız bünyesinde de suç türüne göre uzmanlaşmaya gidilmiş böylelikle soruşturma ve kovuşturma evrelerinin daha seri ve isabetli bir şekilde neticelendirmesine katkı sağlanmıştır” dedi.

“HUKUKA GÜVEN ALARM VERMEKTEDİR”

Denizli Barosu Başkanı Ufuk Kök ise, yargının kurucu unsurlarından biri olan savunmanın temsilcileri olarak; mesleğin onurunu, hukuk devletinin vazgeçilmez ilkelerini ve adil yargılanma hakkının yaşamsal önemini kamuoyuna hatırlatma sorumluluğunun bulunduğunu belirtti.

Hukuk devletinin ancak bağımsız bir yargı ve özgür bir savunma makamıyla var olabileceğini vurgulayan Kök, “Ne yazık ki bugün yargının bağımsızlığının zedelendiği, savunma makamının ise sistematik biçimde baskı altına alınmaya çalışıldığı bir ortamda adil yargılanma hakkının güvence altına alınmasından söz etmek mümkün değildir. Son dönemde hukuk devleti ilkesiyle bağdaşmayan, yargının tarafsızlığını ve bağımsızlığını ihlal eden, yürütmenin yargı süreçlerine doğrudan müdahale ettiği duygusunu güçlendiren hukuka aykırı çok sayıda uygulama yaşanmaktadır. Hukukun temel ilkelerine aykırı kararlar, yurttaşların adalete ve hukuka olan güvenini derinden sarsmaktadır. Mesleğimizi icra ettiğimiz yargı sisteminde hukuka güven alarm vermektedir. Bu durum, bizi özellikle üç temel başlık üzerinde durmaya mecbur bırakmaktadır. Yargı bağımsızlığı ile tarafsızlığının tam anlamıyla sağlanması, savunmanın güçlendirilmesi ve hukukun üstünlüğünün içselleştirilmesi. Nitekim ülkemiz, Hukukun Üstünlüğü Endeksi'nde son sıralarda yer almaktadır. Yürütme temsilcilerinin başkanlık ettiği Hâkimler ve Savcılar Kurulu yapılanması kuvvetler ayrılığı ilkesini tartışmalı hâle getirmekte, coğrafi teminat düzenlemesinin yokluğu tabii hâkim ilkesini zedelemekte ve hukuka güveni sarsmaktadır” dedi.

“SAVUNMA HAKKI HEDEF ALINIYOR”

Anayasa Mahkemesi ve Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi kararlarının mahkemelerce göz ardı edilmesinin, tutuklama şartlarının oluşmadığı durumlarda tutuklamanın bir cezalandırma aracı olarak kullanılmasının, ifade özgürlüğü ve adil yargılanma hakkı gibi temel hak ve özgürlükleri ciddi şekilde zedelendiğini dile getiren Kök, “Elbette mahkeme kararları eleştiriden muaf değildir. Ancak mahkeme kararlarının ne sebeple olursa olsun uygulanmaması, hukuk devletinde kabul edilemez. Belirtmek gerekir ki ‘Bir ülkede devletin güvenliği ile hukukun güvenliği eş anlamlıdır. Devlet güvenliği adına hukuk güvenliğinin ortadan kaldırılması, demokrasi ve hukuk devleti için ileride onarılmaz yaralar açacaktır.’ Bu süreçte en kaygı verici hususlardan biri de avukatların yalnızca mesleklerini icra ettikleri için yargılanmalarıdır. Meslektaşlarımızın görevlerini yerine getirmelerinden ötürü soruşturmaya uğramaları, savunma hakkının doğrudan hedef alınması anlamına gelmektedir. Savunmanın yargılanması, gerçekte adaletin yargılanmasıdır. Tutuklama tedbirinin keyfi biçimde ve cezalandırma aracı gibi kullanılmasının; özellikle avukatların mesleki faaliyetlerinin suç isnadı hâline getirilmesinin, savunma makamının bütününe yöneltilmiş açık bir tehdit olduğunu bir kez daha vurguluyoruz” diye konuştu.

536276140 10235998690040174 2878163837715614493 N

2025-2029 YARGI REFORMU STRATEJİSİ

Baroların yalnızca bir meslek örgütü olmadığını, aynı zamanda toplumun hak arama özgürlüğünün teminatı anlamına geldiğini vurgulayan Kök, “Anayasa'nın 135. maddesiyle güvence altına alınmış olan baroların özerkliğine yönelik yargı müdahaleleri, yalnızca yönetim tasarrufu niteliğinde değildir; doğrudan savunmanın bağımsızlığına ve hukukun üstünlüğüne ağır bir müdahale teşkil etmektedir. Bununla birlikte, baroların ifade özgürlüğünü kullandıkları için hedef alınmaları ve yönetimlerine yargı eliyle müdahale edilmesi, demokratik meşruiyete ve hukuk devletine vurulmuş ağır bir darbedir. Avukatlık mesleğinin icrasını zorlaştıran hukuki, ekonomik ve sosyal engeller giderek artmakta; bu durum mesleğin onurunu derinden zedelemektedir. Avukatlar yalnızca mesleki faaliyetlerini icra ederken maruz kaldıkları baskılarla değil, aynı zamanda ağırlaşan ekonomik ve sosyal koşullar ile uğradıkları saldırılar nedeniyle de ciddi bir varoluş mücadelesi vermek zorunda kalmaktadır. Bu noktada, 23 Ocak 2025 tarihinde açıklanan 2025-2029 Yargı Reformu Stratejisi özel önem taşımaktadır. Bu reform mesleği ileriye götürmek, adaletin tecelli etmesini sağlamak amacı içerse de avukatların ekonomik durumlarını düzenleyen ve savunmayı daha güçlü ve bağımsız kılmak için daha nitelikli tedbirler almalıdır. Savunma güçlenirse adalet güçlenir. Unutmayalım ki adalet mülkün ve devletin temelidir. Türkiye Barolar Birliği'nin ve baroların ısrarlı taleplerini içeren hedeflerin hayata geçirilmesi yalnızca mesleğimiz için değil, aynı zamanda toplumun adalete erişim hakkı bakımından da kritik öneme sahiptir. Bu nedenle, reformların yasalaşma ve uygulama süreçlerinin yakından ve kararlılıkla takipçisi olunacaktır” dedi.

541807694 3066655013494040 405012480330547509 N

“HUKUKA GÜVEN YENİDEN TESİS EDİLMELİ”

Toplumda hukuka güvenin yeniden tesis edilmesinin zorunlu olduğunu dile getiren Kök, “Bunun yolu yalnızca yeni yasalar çıkarmaktan ibaret değildir; aynı zamanda var olan yasalara tam anlamıyla uyulması, adil yargılama hakkı ve bağımsız savunmanın güçlendirilmesiyle birlikte, toplumun tamamını kucaklayan ifade özgürlüğü, toplantı ve gösteri yürüyüşü hakkı ile basın özgürlüğü alanında güven artırıcı adımların atılmasından geçmektedir. Bu yaklaşımın doğal uzantısı olarak, bağımsız yargının ve güçlü bir savunmanın teminatı, ekonomik ve mesleki açıdan güvenceli avukatların varlığıdır. Ekonomik ve mesleki güvenceden yoksun bırakılan bir avukatın etkin biçimde savunma yapabilmesi mümkün değildir. Savunma hakkının zayıflatıldığı bir sistemde ise adil yargılama hakkından söz etmek imkânsızdır. Yeni adli yılın; bağımsız yargının güçlendiği, baroların özerkliğinin güvence altına alındığı, avukatların mesleki ve ekonomik sorunlarının çözüme kavuşturulduğu bir yıl olmasını diliyorum” diye konuştu. HABER MERKEZİ