Yaşadığımız topraklar, yüzyıllardır koca Dünyanın pek tanık olmadığı neler neler yaşamış, tanıklık etmiş...
Cumhuriyet sonrası da her konuda ve her alanda sürüp gitmiş bu.
Özellikle son çeyrekte yaşadıklarımız tarihe özgün olarak ibretlik örnekler sunmayı sürdürüyor!
İki buçuk aydır belediyeler üzerinden yaşatılan gel/gitler yenileri eklenerek sürerken, yine belediye ve bu kez farklı konuda bir gelişme ile karşılaştık.
İzmir Büyüksehir Belediyesi ve grev.
Sıradan bir ücret sözleşmesi gibi görünse de, karşılıklı açıklamalar, yani işveren ve ilgili sendika arasındaki söz alışverişi işin boyutunu "hayret" içeren bir boyuta oturtuyor!
İkilinin, DİSK ve İzmir Büyüksehir Belediyesinin karşılıklı açıklamaları ve ortaya çıkarılan rakamlar "hayret"e taşıyor anlaşmazlığı!
Ne oldu bize, bize ne oldu?
Çokçamızın yaşamı emekten, emekçiden yana durmakla geçti.
Sendikalarda, derneklerde, birliklerde her alanda içinde olduk hak aramanın.
Emek, en yüce değerdir şiarı bayrağımız oldu.
Son çeyrekte, "büyük" sendikalar sayısal ve eylemsel olarak güç ve eylem yitimine uğradılar.
Özel sektör zaten sendikal örgütlenmeye gıcık durmayı hep becermiştir!
Devlet de, yandaş sendikalara süt emzirirken karşıt gördüğü sendikaların ümüğünden ellerini çekememıştir...
Asgari ücret görüşmelerine bakacak olursanız "manzara-i umumiye"yi kolayca görebilirsiniz.
Eskinin anlı şanlı DİSK'i "İzmir'de ne yapmak istiyor" sorusu, pek çok çevrede soru olarak ön alıyor.
Basında ve sosyal medyada yer alan açıklamalar öylesine kuşkuları yataklık ediyorki...
Hele hele, sözleşme ve anlaşma için söz konusu edilen rakamlar doğruysa...
Dilin kemiği yokmuş ya da isteyenin bi yüzü...
İktidarı elinde tutanlar, her gün yeni bir dalga üreten denizlerinde huzur içinde midirler?
Bu gelişmeler durduk yerde mi, spontane mi gelişiyor?
Ok yaydan çıktı da fren mi tutmuyor?
Heyhat!
İsmet Paşa'nın sözünün tam da yeri gibi:
"Suçluların telaşı içindesiniz..." ve sonra, " Sizi ben bile kurtaramam..."
İlgili sendikanın Izmir'de yaratmaya çalıştığı kaos, başka "ilişkileri" çağrıştırıyor işlemine yataklık ediyor iddiası umulur ki ölü doğmuş olur!
Yoksa, yıkılan ve yıkılmak istenilen kalelere bir yenisi daha eklenebilir!
Aman ha!
Güne değinirken "dem"lenmeye süre kalmadı...
ŞİİRCE:
Bırakın,
Gökyüzü ağ
Sarkar inadına
İkiler her şeyi,
Üçlerse yarın.
Yarın yok,
Hiç olmadı dedi
Bugün...
Öz.
KısaCUK:
Aklım
Aklımda olsaydı,
saklımı saklamazdım.
Öz.