GAZZE'DE YIKIMDAN SONRA SÖZDE BARIŞ MODELİ

Bu yıl Gazze'de yaşanan katliamların etkisiyle BM Genel Kurulu, İsrail karşıtı sert açıklamalarla geçti.

İngiltere, Fransa gibi daimi üye ülkelerin de Filistin'i tanıdığını açıklamaları İsrail'in pervasız saldırılarının sonunun geldiğinin habercisiydi.

Gazze Katliamının askeri boyutu hakkında sıklıkla yazılar kaleme aldım.

İnsanların evlerinin arasında kara harekatı yapmanın yani sokak savaşının bir vahşete dönüşebildiğini hep birlikte gördük.

Yaklaşık iki yıl boyunca yaşanan katliamların bütün dünya tarafından tepkiyle karşılanması üzerine fail Netanyahu ve azmettirici Trump, katliam sonrası barış aşamasına geçtiler.

Trump-Netanyahu buluşması öncesinde yayınlanan 21 maddelik çözüm planı bize ipuçları veriyor.

Söz konusu planın ilk maddeleri; ateşkes, esir takası ve insani yardım üzerine yazılmış.

Dokuzuncu maddede: "Gazze, halka günlük hizmetleri sağlamakla sorumlu olacak Filistinli teknokratlardan oluşan geçici bir geçiş hükümeti tarafından yönetilecektir."

denilerek, çaresiz bırakılan Gazze'lilerin vesayeti kabul etmeleri isteniyor.

"Kimse Gazze'yi terk etmeye zorlanmayacak, terk etmeyi seçenlerin ise geri dönmesine izin verilecek." ifadesi, aşırı sağcıların niyetlendiği sürgün planının henüz uygulanamaz olduğunu gösteriyor.

Bu konuda Mısır yönetiminin direnişini unutmamak gereklidir.

"Hamas, Gazze'nin yönetiminde hiçbir rol oynamayacak." ifadesi, Filistin devletini kabul eden Avrupalılar'ın Hamas'ı reddetmesi nedeniyle ortaya çıkmış görünüyor.

"ABD, Arap ülkeleri ve diğer uluslararası ortaklarla Gazze Şeridi'ndeki güvenliği denetlemek üzere derhal konuşlandırılacak geçici bir uluslararası istikrar gücü oluşturmak için çalışacaktır. " ifadesi bölge ülkelerinin plana dahil edilmesini amaçlıyor.

"İsrail, Gazze'yi işgal veya ilhak etmeyecek" maddesi duymak istediğimiz cümleydi.

"Katılımcı ülkeler tarafından indirimli gümrük tarifeleri ve erişim oranları ile bir ekonomik bölge kurulacaktır." ifadesi, Trump'ın tüccar kimliğinin yansımasıydı.

"Nüfusu radikalleşmeden uzaklaştırmak için bir süreç oluşturulacaktır. Bu süreç, İsrail ve Gazze'deki zihniyet ve anlatıları değiştirmek amacıyla dinlerarası diyalogu da içerecektir." ifadesi, askeri çözüm yerine daha insani bir yol öneriyor.

Yazımızın başlığına gelirsek: Dünyanın pek çok yerinde yaşanan çatışmalı sorunun Amerika'yı önceleyen bir nodelle çözülmesi için canlı bir örnek sergilenmektedir.

Beyaz Saray'dan yayınlanan bu çözüm modelinin, ağır silahlarla yapılan saldırılar sonrasında çaresiz bırakılan bir topluma dayatıldığını akıldan çıkarmamak gereklidir.

Gazzelilerin başlarına gelenler kabul görürse dünyanın başka yerlerindeki mazlumların da başına gelebilir.

Hiç bir milli yapı yıkıcı saldırılar karşısında pes etmeyi alışkanlık haline getirmemelidir.

Başka bir yol mutlaka vardır.